29 Ocak 2009 Perşembe

THE END(SON)

Bitti sevgili dostlar ve değerli okuyucular herşey buraya kadarmış.Yani aradığınız kişi kapsama alanı dışında sebep bir aşk kazası 14 ay dan sonra gelen ama aynı zamanda konuşmayan bir şahıs.Neler ummuştum oysa umutlar çöpe kağıt kalem rafa.Yazmıycam her satırım o olucak çünkü.Yeni bir masal bulmak lazım herşeye sil baştan başlamak lazım.Oda zor gözüküyor biraz öncelikle mideme kızım yemek yiyceksin komutunu kabul ettirmem lazım.Her neyse hoşcakalın hepiniz elveda yazı yazdığım sokaklar ve siz okuyanlar çekilebilirsiniz perde kapandı....

23 Ocak 2009 Cuma

ANKARADAN BİR UŞAK GEÇTİ

“Yer yüzünden gök yüzünün şair ceketli çocuğu Kazım Koyuncu’ ya selam olsun”

Buralardan gideli neredeyse 4 sene olacak artık.Buralar bildiğin gibi Kazım uşağum dostların sevenlerin fazlasıyla görevini yerine getiriyor şarkılarınla anıyorlar seni her fırsatta her yerde şarkılarınla yaşıyorsun.Sen dememiş miydin “şarkılarla geçtim aranızdan “ diye.Dün tesadüfen sizin oralardan bir uşağun konserindeydim ve şarkılarla aramızdan geçişine şahit oldum.

Sahnedeki uşak vefalı bir dostundu fırtına gibi Ankara’dan geçmeden önce senin mezarlığına uğramış ve bizlere selamını getirmişti.Hani mezarına uğradım demese bizlerle beraber bir köşede oturmuş Gökhan uşakta senin için mezarından geliyorum deyince uşağum sen ne deyisin ben buradayım da deyip bir kahkaha patlatacak sonrada sahneye çıkıp şarkılara eşlik edeceğini sanırdım.Sen şarkılarınla aramızdaydın merak etme selamını da iletti bizlere Gökhan uşak.Hatta ben selamını konser çıkışı ona sarılarak ve böylesi bir gece yaşattığı için dilim döndüğünce teşekkür ederek aldım. Sizin oraların insanı hep böyle vefalı sıcak kanlımıdır Kazım uşak?Şarkılarda seni yaşatırken konser çıkışı senin oralardan kopup gelen Gökhan Uşak’a sarılırken anladım sizin oraların insanı hem sıcak kanlı hem de vefalı imiş.Konser boyunca hem seni yanımda hissetim hem de tek bir şeyin üzüntüsünü yaşadım Gökhan Uşak’ın konserine özel günlerde giyerim diye yaptırdığım üzerinde senin resmin olan tişörtümle gidemedim ya yanarım ona yanarım bir tek .Ama dedim ya uşağum tesadüfen ordaydım sahnede olacakların arasında Gökhan Uşağun olduğunu bilmeden gittim oraya hatta kızdım da beraber geldiğim insanlara içimden “ula dedim sizin o ismini hatırlayamadığınız insan Kazım’ın yer yüzünde bıraktığı gerçekten müzisyen denecek adamlardan biridir kıymetini bilin “.Bu dediğimi kimse duymadı tabi ben bunu düşünürken Gökhan Uşağın çoktan sahneye çıkmış bizleri Karadeniz’in azgın sularında yaylalarında gezintiye çıkarmıştı. Hele konserde kemençe çalan arkadaşına(Selçuk Balcı) söylettiği senin bizlere veda şarkın olarak gördüğüm gidiyorum u söyletmesi yok mu işte o an benim bittiğim andı uşağım.Tamam dedim içimden hiç şüphen olmasın ki Kazım uşak aramızdadır kendine çeki düzen ver ağlamak yok o bizleri hep mutlu görmek isterdi.Affet beni uşağım ağlamayacağım desem de yüreğimden gelen birkaç damla süzüldü gözlerimden.Her sabah dertleşiriz seninle ben anlatırım sen susarsın ama bilirsin işte bugünlerde karışığım biraz Selçuk ağabey de veda şarkını söyleyince tutamadım işte kendimi

Bende bu kadar uşağım daha fazla yazardım sana ama yorgunum inan hem hala gecenin etkisinde olmak hem de karışık olduğun halde gülümseyip inatla yaşamaya devam etmek zordur işte bilirsin.Konser çıkışı fotoğrafı yok mu dediğini duyar gibiyim olmaz mı uşağum resimler elime geçer geçmez koyacağım duvardaki resimlerin yanına.Şimdilik bu kadar uşağum bir başka mektupta görüşmek üzere.Bizler selamını dün akşam aldık yer yüzündende sana çokça selam var alkışları duymuşsundur zaten yer yüzünde kalan herkes çok özledik seni…

Özel Not:Dün Akşam yolu Ankara’dan geçip de bizleri Karadeniz’in azgın sularıyla serin yaylaları arasında gezintiye çıkaran ve muhteşem bir gecenin ardından Ankaramız'dan fırtına gibi bir uşak gçeti diyerek benim bu yazıyı yazmamı sağlayan uşak nam-ı değer Gökhan uşak Gökhan Birben'e öncelikle o müthiş performansından dolayı teşekkürler en çok ta hayatındaki en büyük keşke si Kazım Koyuncu’ yu vefatından sonra tanımak olan birinin hayatındaki bir keşke yi iyi ki ye çevirmeme fırsat verdiği için ve o konser anını ölümsüzleştirmeme izin verdiği için sonsuz teşekkürler.Yazılacak daha çok şey vardı aslında ama kalemimin döndüğü kadarıyla anlatılacaklar bu kadardı bir kez daha sonsuz teşekkürler Gökhan Birben müziğin ve sen iyi ki varsınız.

13 Ocak 2009 Salı

YARIM MUTLU

Teskere günlüğü son 14 gün kala


Her şeyim;


Seni ilk tanıdığım zamanlarda benim için ne ifade ettiğini biliyordum aslında sen benim fırtınalı denizlerden sonra sığındığım huzur dolu limanımdın.Bak yine öyle oldu fırtınalı denizler aşıldı az ilerde huzur ve sen vardın biraz ötedeyse hayat ve ben yine huzur ve seni seçtim sensiz hayatın anlamı olmazdı çünkü hayat yanında sevdiği biri varsa güzelleşirdi.Berbat dediğim bir günü bile iki dakikada güzel bir güne çevirdin yaptığın bir şey yoktu aslında düşüncelerimizin hala aynı yönde oluşu bana yetti de arttı bile.Koca askerlik bitti nerdeyse farkında mısın benim sana olan hislerim hala aynı ilk günkü gibi katlanarak büyüyor eminim çoğu zaman belli etmesen de seninde hislerin aynı.Birden ablamlar ın sözü geliyor aklıma hele bir gelsin derlerdi hep hele bir gelsin el ele tutuşun bakarsın elini tuttuğunda hiç bir şey hissetmeyeceksin.Gülerdim halada aklıma geldikçe gülüyorum.Anlamadıkları bir şey var çünkü benim o eli bir kez tuttuğumda hep yan yana yürümek ömür boyu bırakmamak istediğim.Evet sana olan sevgimin en saf ve yalın hali bu işte.


Bugünlerde bir arkadaşıma attığım mail geliyor aklıma hani şu beraber geçirdiğimiz yılbaşı sonrası demiştim ki ona 14 ay geçer mi ya.Öğrendim ki isteyince geçermiş bak geçti bile işte hatıralarım daha tazeyken üstelik.Yılbaşını geçtim ben askere gidiyorum dediğin gün bile aklımda hala ne şoktu ama o gün ilk defa ağlamıştım senin için nedenini Ogünler de hiç bilmeden şunu sormuştum kendime neden ağlıyorsun onun gidişinden dolayı mı yoksa gittiği yerin sende anısı olmasından hatta eskiden sevdiğin insanla aynı yer oluşundan mı?Bu sorunun cevabını artık ezberledim sana da hep söylediğim gibi o gün kötü olmamın da ağlamamamın da nedeni senin gidişindi.Bugünde kötüydüm yataktan kalkacak hali olmayan biriydim bu aralar midemle başım dert de yediğim bir şeyler dokunuyor ve sonuç tüm gün istirahat.Bugünün tek iyi haberi yeniden eski seni karşılamak değişmediğini görebilmekti.Oysa sen hep derdin dimi ben değişmedim.Değişmiştin her şeyim ama şimdi geri geldin tanıdığım sen oldun ötesinin ne önemi var ki.


İşte böyle her şeyim görüyorsun ya zaman akıp gidiyor ve değişmeyen tek şey sevgimiz.Hep derim ya sana güzel günler göreceğiz diye o güzel günlere çok az kaldı bugünlerde.Günler desen duvarlara seni anlatarak geçiyor bugünlerde uyumayı sevmediğim için nefret ediyorum kendimden biliyorum çünkü uyusam çabuk geçecek zaman ama gel gör ki uyuyamıyorum gelişini beklerken uyuya kalırsam uyanamamaktan uyandığımda yanımda seni bulamamaktan korkuyorum çünkü.Oysa sende bilirsin ne çok isterim evin kapısı çaldığında gelenin sen olmanı.Biliyorum her şeyim o günler çok yakında ve sana söz her şeyim geldiğinde tüm korkularım son bulacak.Geldiğinde senin özleminle ve hatıranla 1.5 seneyi bitirmiş bir ben bulacaksın karşına.Fizik olarak belki değişmiş ama duyguları hiç değişmemiş bir ben.

6 Ocak 2009 Salı

İÇSEL KONUŞMALAR

Ben:Heyt seviyorum uleyn seviyorum
İç Ses:Alo orası Bakır Köy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi mi bir ambülans lütfen bir deli varda burada adresi veriyorum
Ben:Hey ne oluyor yahu
İç:Yok bir şey sen devam et ben aradım Bakırköy'ü oradan Ankara'ya ancak gelirler
B:A sonunda delirdiğini kabul ettin demek ne güzel
İ:Ben orayı senin için aradım akıllım
B:Benim ne işim var ki orda sen dururken
İ:Konuşturma beni şimdi tüm öğleden sonra bitti diyen salya sümük ortada gezip başımın etini yiyen sen değil miydin
B:Bilmem hatırlamıyorum ben miydim
İ:Evet cnm sendin
B:Aman beni tanımıyorsun sanki abartmışım yine biten bir şey yok
İ:Son kararın mı
B:Elbette son kararım sende biliyorsun gelmesi yaklaştıkça korkularım çoğalıyor
İ:Tabi çoğalacak kolay mı geliyor ve sen 22 senedir yalnızsın son gün uğrada yalnızlığa veda partisi yapalım
B:Dalga geçme ben ciddiyim
İ:Bende ciddiyim
B:Ay senin bana yardımcı olman gerekmiyor mu sense burada oturmuş benle dalga geçiyorsun
İ:E Bakırköy ü aradık ya daha ne yapalım
B:Bak hala dalga geçiyor korkuyorum diyorum sana
İ:Peki tamam ciddileşiyoruz elimdeki saate bak bakiyim sen çocukluğuna iniyoruz :D
B:Ha ha ha biraz olsun ciddi olamaz mısın
İ:Sus ve saate bak birazdan çocukluğunda oluruz
B:Uğraşma ben hipnotize olmam
İ:Peki bizde diyalog yolunu deneriz sorun ne bebeğim
B:Sorun şu her şeyin çok güzel oluşu
İ:Allah'ım sen büyüksün bendeki de şans ha her şeyin güzel oluşunu sorun eden birinin iç sesiyim
B:Dalga geçmeyi kesersen açıklayacağım gülme öyle
İ:Tamam peki evet sizi dinliyorum matmazel
B:Sorman gereken bir şey var
İ:Neymiş o
B:Her şey yolundaysa neden korkuyorsun diyeceksin
İ:Gerçekten her şey yolundaysa ve çok güzelse sen neden korkuyorsun ki
B:Düşünsene babam ve yaşadıklarım biliyorsun hayatımın önemli bir kısmı babamla tartışmakla bir diğer kısmı da sevdiğimi söylediğim için dalga konusu olmak la geçti.Babam olayını biliyorsun istesem de sevemiyorum artık onu.Ben babamla bile yeri geldiğinde tartışıyorken onun iyiliği tartışsak bile en fazla iki dakika sürmesi ve elbette onu babamdan bile çok sevmem.Ben ne zaman birini her şey den çok sevsem o insan gitti hayatımdan bir şekilde
İ:Tıkır Tıkır Tıkır hışır hışır hışır
B:Ne yapıyorsun sen orda
İ:Merak etme senin iyiliğine çalışıyorum google den bakıyorum kitapları karıştırıyorum tedavin var mı diye
B:Tedavim var mı peki
İ:Evet hayatım var söyleyeceğim ama sakin olacaksınB:Tamamİ:Yaptığım araştırmalara göre tek tedavin var zaman
B:Düzelebilirim yani
İ:Elbette
B:Peki ona kahramanım demeye ve her gün yeniden aşık olmaya devam edebilir miyim
İ:Elbette bu çok iyi olacaktır.Korkularını ancak zamanla yenicen çünkü
B:Biliyorum yapacağım bunu onun için yapmam lazım
İ:Ha şöyle
B:Kırıkkale'ye gitmemizde kesinleşti bugün
İ:iyi gözün aydın
B:Ya ne demezsin sırf Ankara'ya yakın diye kabullendim bu olayı
İ:Biliyorum bebeğim sorunlarımız bitip rahatladıysan ben kaçıyorum
B:Tabi de hayırdır
İ:Biliyorsun ki benim senin dışında bir hayatım var içsesler toplantısında konuşma yapmam lazım genel başkan aradı
B:Tanrım bu ne sosyallik
İ:E sana çekmişim neyse cüss
B:Hoşçakal cnm

Ve perde kapanır

Dibin Not:Ne dersiniz deliriyorum galiba içimden gelen sesle konuştukça ben rahatlıyorum.Sevmekten korkardım önceden sevmeyi öğrendim sevmek fırtınalı denizlerden beraber el ele çıkabilmekmiş.Peki ya korkularım onları ne yapacağımı bilmiyorum şimdilik içimde büyük bir savaş var sonunda sadece sevginin kazanacağı bir savaş.Bir zamanlar denizim derdim sevdiğim insana.Adının deniz olduğundan falan değil Piiz Grubunun Hadi Denizim şarkısı yüzünden ne zaman onu dinlesem yanımda hissederim onu içim huzur dolar şimdi yine öyle yapacağım.Gözümü kapatıyorum yanımda sevdiğim insan huzur bulduğum limanım az kaldı diyorum içimden çok az kaldı Fırtınalı denizlerden sakin limanlara vurmama...

5 Ocak 2009 Pazartesi

NAZIM ÜSTAT 'A SELAM OLSUN



Nazım Hikmet'in vatandaşlığa dönmesi için kararname hazırlanıyor..

Bugünkü Bakanlar Kurulu sonrası basın mensuplarına olağan açıklamaları yapan Cemil Çiçek'ten bir sürpriz geldi:"25-7-1951 tarihinde Türk vatandaşlığından çıkarılmış olan Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığına tekrar alınması için konuyu Bakanlar Kurulu'nun imzasına açılmıştır.."

İşte böyle üstat öleli 45 sene oldu ama sonunda canından çok sevdiğin ülkenin vatandaşı olman için birileri adım attı ve kararname hazırlığına giriştiler.Bir ayıp var ortada üstat ayıp hala duruyor acımız hala taze ayıp düzeltiyor mu dersin üstat.Bunca yıldır sana yaşattığımız o büyük ayıbı düzeltiyor muyuz dersin bu haberi mezarından duyduğunda acın azda olsa hafifledi mi ?Peki ya bunca yaşattıklarımız sana karşı yaptığımız onca ayıp onları ne yapacağız...

Acın halen yüreğimde üstat senin deyiminle ülkemde ki koyunları bilemem ama benim için acın hala yüreğimde.Seni vatan haini ilan ettiğimiz günleri hapiste çile çektirdiğimiz günleri ve sürgün yıllarını bunların hiç biri gözümün önünden gitmiyor .Seni resmen harcadı ülken ve sen tüm bunlara rağmen hep ülkeni sevdin.Öldüğünde bile vasiyetin bir çınar ağacının altına gömülmekti.Yapamadık üstat yaban ellerde Moskovalar' da bıraktık seni.Hiç kimse de çıkıp Nazım'ın vasiyeti var o bizim şairimizdir Türkiye'ye getirilmelidir demedi.Tam 45 yıl geçti üstat vatandaşlığa kabul etmek bile ölümünden 45 yıl sonra akıllarına geldi gerisini bir çınar ağacının altında ne zaman yatabileceğini ne sen sor nede ben söyleyeyim.Affet bizi olur mu üstat gidişata bakılırsa bir 45 yıl var vasiyetinin yerine gelebilmesi için.

"Güzel günler göreceğiz çocuklar motorları maviliklere süreceğiz..."Senin sözlerin bunlar günler henüz karanlık üstat ama güzel günlere olan inancım hala sağlam.Bak ölümünden 45 yıl sonra yeniden çok sevdiğin ülkenin vatandaşı olman için çabalıyor başımızdakiler.İçimde hem hüzün var hem mutluluk mutluyum çünkü sen bu ülkenin vatandaşı olmayı çoktan hak ettin hüzünlüyüm keşke senin için atılan bu adım ölümünden 45 yıl sonra değil de sağlıklıyken atılsaydı da sende görebilseydin.Öyle yada böyle vatandaşımız olmaya doğru ilerliyorsun ya oda yeter değil mi üstat bunun sevinciyle Moskova'ya selam olsun.Şimdilik bu kadar daha sonra görüşürüz Nazım Üstat.Daha resmen Türk vatandaşı olduğunu okuyacaksın bu satırlarda.Şimdilik eyvallah üstat görüşürüz.