22 Şubat 2014 Cumartesi

ÜTOPYALAR GÜZELDİR

Bazı müzisyenler vardır bir kez dinler ve çok seversiniz hayatınızın bir parçası olurlar artık hatta kimi zaman hayatınızı değiştirirler işte tamda böyle bir hikaye anlatacağım sizlere benim gözümden cehennemi düşleyip  insanlarla az iletişim kuran biri iken bir şarkı ve bir ses ile hayata dönüşümün hikayesini okuyacaksınız ....


2011


"Ah beyim yapma dur

Bir kızım var benim

Aslında doğmadı henüz Ama kalbimi emeBeyim dur biraz

Nerede benim düş payım

Gönlüme geçmez liran

Biraz izin ver unutayım " 


 Hayatımın büyük bir kısmını etkisi altına alan Yavuz Çetin öleli 10 Kanat Güner öleli 13 yıl geçmiş. Ki Nilgün Marmara  ve daha niceleri var  hafızım da saklı zamanla tanıyacağım .Yavuz “Yaşamak istemem artık aranızda “ diyerek boğaz köprüsünden atlamış Kanat “ Hey millet ben ölmeye karar verdim diyerek “ bir bahar akşamı altın vuruş yaparak aramızdan ayrılmış . Biliyorum ikisi de cehennemde beni bekliyorlar o halde benim ne işim var cennette . İyi’de iyi insanlar cennete gider Duygu biliyorsun bunu  diye cevaplıyor beni beynim . Onlarda iyiydi diyorum ama cehennemdeler demek ki farklılar ayrık otları cehenneme gider  hiç karışma bende oraya gideceğim . Peki diyor beynim pes ederek sonrasını hatırlamak dahi istemiyorum gözümü hastanede açtım o kadarını diyeyim . Derken tedavi süreci ve bu sırada ne olup ne bittiğini anlamaya çalışan iyi niyetli ama meraklı insanlara karşın tutunduğum  sığındığım tek  şey kitaplarım ve müzik . Derken bir akşam bir mucize oluyor bir müzik duyuyorum önce sonra ses. Şarkının ismi Cennetin  Irmakları söz müzik Mabel Matiz imzalı söyleyen Ceyl’an Ertem . O gün tuhaf bir şey  oluyor bana şarkı ruhuma o kadar iyi geliyor ki sabırla meraklı insanlarla yüzleşiyorum önce sorduklarında hep aynı şeyi tekrarlıyorum merak etmeyin daha iyiyim bir daha aynı şeylerin yaşanacağını zannetmiyorum . Bir daha aynı şey olmuyor çünkü ben o akşam uzun zamanlar sonra ilk defa  bir bayan sesten çok etkilenmekle kalmıyorum aynı zamanda kendi cennetime olan yolculuğuma doğru yola çıkıyorum .Anlayacağınız o gece Ceyl’an Ertem hem öğretmenim oluyor hemde beynim ile çatışma konusun son bulmasını sağlıyor . Yürüdüğüm yol yabancı çünkü tanıdık bir sese ihtiyacım var ...Sonra Ceyl’an Ertem’in ütopyası ile tanışıyorum kim bilir kaç kere gelmiyor yarınlar yada kaç kere kırılıyor istisnalar bilmiyorum sayamıyorum da bildiğim tek şey hem ütopyam hem de kendimi her kötü hissettiğimden sığındığım bir ormanım var artık benim . Dinledikçe gözümü kapatıp düşledikçe daha iyi  ve daha dayanıklı hissediyorum kendimi . Bazen öyle anlar oluyor ki insan içine karışıp ısrarlı sorularına cevap veriyorum .


1 Kasım 2013


Genelde konsere çıkmadan evvel sanatçılar heyecanlı olur bu normal ama emin olun o gece ki heyecan seviyem sollardı kendisini . Kolay mı öğretmenim karşımda olacak ilk defa ve ben becerebilirsem teşekkür etmeyi becereceğim . Bilet en az 10 gün önceden hazır mekana ilk gidişim ses sistemi iyi olmayan  mekanlar ise en sinir olduğum şey . Bakalım göreceğiz derken içeri giriyorum ses sisteminde sıkıntı yok gibi süper derken  Ceyl’an Ertem sahnede . O anda bir büyü başlıyor  öyle bir büyü ki o anları makinem çekemiyor  bile tüm denemelerim boşa çıkıyor  enerjisine ışığına yetişemiyorum imkanı yok .Etrafa göz gezdiriyorum şöyle bir benden farkı olan pek yok . anlayacağınız konserin ilk yarısı makineme değil beynime emanet . Birde hasta diyorlar üstelik bu yüzden 5 6 parçadan sonra ara veriliyor . Anlayacağınız hasta haline rağmen o hayat dolu hali gülümsemesi naifliği hiç mi hiç değişmiyor . Arada vakit geçir iken  bir ilki yaşıyorum hayatımda ilk defa bir konserde ara verildiği  için hem üzülüyorum hem içten içe seviyorum . Çünkü  makinem ortamın enerjisine alıştı artık meşhur sol el pozlarından birini çekebilirim . İkinci yarı başlıyor büyü hala aynı 5 parça falandı derken bizlerin ısrarına dayanamayıp son bakışı okuyor Cey’lan Ertem hepimiz çakılıp kalıyoruz yazın gezi eylemleri sırasında kaybettiğimiz ne kadar güzel çocuk varsa hepsi teker teker geçiyor gözümün önünden film şeridi misali başımı yukarı kaldırıp hepsine selam çakıyorum .Ölenler gök yüzünde manzarası güzel yerlerden birinde  bizleri izliyorlar buna inanmak istiyorum  . Derken gönül dağına giriyorlar hep bir ağızdan Neşet Ertaş’a saygı duruşunda bulunuyoruz  . Bitiyor konser Ceyl’an Ertem ‘in sağlığı bu kadarına müsaade ediyor eyvallah lafımız yok olamazda zaten mükemmel büyülü bir gece yaşadık . Konser biterken gök yüzünden beni izleyen Yavuz’dan ve Kanat’dan müsaade istiyorum ilk defa çünkü her anlamda yaşama dönüş evrem tamamlanıyor o gece . Geriye bir tek teşekkürü kalıyor  . O hazır bir şekilde ulaşıp ileteceğim o kadar . Şans mı delilik mi dersiniz  bilmem ama yarım yamalak bir teşekkür etmeyi başarıyorum .  Eline uzattığım Cd’yi “ ütopyalarını unutma “diye imzalıyor.Unutmayacağım diyorum içimden hep büyüyecek o ütopya  O gün  eve giderken bir söz veriyorum kendime  ütopyama dahil etmek istediğim algımı açan kim varsa gidip teşekkürümü ileteceğim . Sonuç hala çabalıyorum bu sözüm için teşekkür konusunda ne kadar yetenekliyim bilemem ama en azından şunu biliyorum ütopyalarım algım hala çok güzel ve Ceyl’an Ertem gibi insanlar olduğu sürece zihnim hep iyi kalacak ve ben her geçen gün daha iyi olup kendi cennetim ile barışıp gülümseyeceğimi insanlara



  "Farkında olmadan bana cennetimi veren güzel insan Ceylan Ertem için yazılmıştır . Gülümsensin gülümsendikce soluklar anlam kazansın diye "

21 Ocak 2014 Salı

GÜLÜMSE

Zor bir süreçten geçiyoruz bu aralar hepimiz Ocak ayının gelişi tüm ölümlerin sanki şaka gibi Ocak ayını buluşu unutulamayan hafızalardan çıkmayan anlar tüm bunların eşliğinde operasyonlar ve sıra ya bende ise ya hayatım ı sevdiğim şehri değiştirmek zorunda kalırsam korkusu … Üstünden altına her kes yaşıyor bu korkuyu bence bu günlerde ama kendi kendimize geyiğe vurmayı tercih ediyoruz ki başka türlüsü çekilmez zaten … Ocak ayı bu tonda gelip geçerken bir adam var ki hepimizi korkuttu aslında unuttuğumuz çok basit bir şeyi fark ettirdi bize … Düşünüyoruz kafa yoruyoruz yormasına sorunlara ama biz bunlarla boğuşur iken hayat akıp elimizden gidiyor … Bunun ayırtına hafta sonu varabildim ben ve ne yazık ki Nejat İşler hastane de yaşamak için direniyordu . Hala da direniyor bizler onun için bir iyilik yapalım olur mu dertleri boş verip sevdiklerimizle bil hasa kırdığımız insanlarla vakit geçirelim ve  hatıralara tutunarak gülümsemeye çalışalım . İlk hatıra benden olsun mesela Nejat İşler ile ilgili …



Kazım Koyuncu  daha kansere karşı  direniyordu o zamanlar ben ise Gülbeyaz dizisi ile bir adamı keşfediyordum sonradan çok  seveceğim Nejat İşler’i . Gülbeyaz dizisini orda ki Kadir karakterini kim unutabilir ki zaten … Sonra Kazım öldü Gülbeyaz gibi bir dizi zaten çekilmedi ve ben dizi izleme dönemimi çok uzun bir süre kapattım . Derken bir gün Mustafa Hakkında Her şey filmini izlemeye niyetlendim izledim de sonuç daha çok hayran oldum . Hayatı ile pararlel olduğundan olsa gerek serseri hafif psikopat roller hep yakışıyordu Nejat İşler ’e . Sonra bu dediğimi kanıtlayan bir film girdi vizyona Barda filmi … Ailem sağ olsun konusunu anlata anlata aman gitme diye diye ( sanki tanımıyorlarmış ters tepeceğini bilmiyorlarmış gibi )  soluğu sinemada aldım tabi … Hatta sinemada almak kesmedi üstüne kaç kere seyrettiğimi ben bile unuttum . Sonuç tabi mükemmeldi izlediğim her filmde daha çok hayran oldum ona .En sonuda ise Behzat Ç ve Ercüment Çözer tabi ki hala diyecek sözüm yoktur o oyunculuk üzerine .  Derken gezi direnişi günleri başladı ülkemde Bodrum’da eylemlerin başını hep o çekti dedim ya serserilik dik başlılık her daim çok yakışmıştı zaten .Ve bir gün haberler Nejat İşler ‘in karaciğeri iflas etmiş ilk tepkim yok artık olmuştu sonra bir haber daha tedaviyi bırakmış yakışıklı ölmek istiyormuş . Hah demiştim içimden tam ona yakışanı bu ama bir yandan yapma daha erken diyordu içim tabi … Hafta sonu son oyununu oynadı bize sağ olsun iyi normale dönüyor diyende var yinede dua edin diyende . Ben ikisini de inanıyorum elden ne gelir ki başka zaten …

Velhasıl bazen böyle şeyler gerekiyor galiba dozajına olduğu ve sevimli bir şaka olarak kaldığı sürece tabi . Nejat İşler’in hastane de direnirken bile bana öğrettiği son şeyi hiç unutmayacağım mesela durumlar ne olursa olsun gülümsemeli arkadaş  kendine küçük ufak mutluluklar yaratabilmeli insan ki ihtiyacı olanlara gülümsemesi ile güç verebilsin yeri geldiğinde .

2 Ocak 2014 Perşembe

HOŞ GELDİN 2014 BİRAZDA ADAM OLACAK ÇOCUK


















Aslında 2 gün evvel geldi 2014 ama özellikle karşılamak için bugünü seçtim çünkü bugün Barış Ağabey ( Barış Manço ) doğum günü ve ben 2014 ‘e içimde bir çocukla girdim bundan sonra duyacağınız her şey benim değil onun hikayesi esasen … Yazmak için özellikle bugünü seçtim çünkü birazda Barış Ağabey ile ilgili hikayem …


Şahsen hiç görmedim hatırlamıyorum da ama canlı izlemişim ( yaş 3 yada 5 olmalı  yani öyle diyor ailem ) o yüzden Barış Ağabey’e dair hatırladığım ilk şey  adam olacak çocuk ve dağlar dağlar şarkısından ibaret evet o şarkıyı çok severdim  ve hep adam olacak çocuk programına katılanları kıskanarak büyüdüm … Daha doğrusu yıllar öyle geçti ve  ben hala sebzeleri seven gece yatarken dişlerini fırçalayan hatta utanmasa her gece süt içecek kocaman  bir çocuğa dönüştüm iyi mi ha birde şarkılar çoğaldı artık dağlar dağlar ile başlayıp arkadaşım eşek ile devam edebiliyorum şarkı söylemeye … Ha birde içimden hep eh Barış abi aşk olsun diyorum … Bugün yine öyle günlerden biriydi işte yaşasa 71 yaşında idi şimdi 71 yaşında kocaman dev bir çınar ve ben hiç olmadığım kadar adam olacak çocuk … Elimde çocukluk hayalim ve hikayem ile doğru zamanın gelmesini bekliyorum . Doğru zamanı beklerken vazgeçecek miyim esas soru bu galiba neyse ki cevabını hayatın fon müziklerinin içinde kaybolurken verdim çoktan asla . Sadece doğru zaman gelecek ve ben anlatmaya başlayacağım adam olacak bir çocuğun daha hikayesini …



2013 çok iyi gelmişti bana öylede gitti 2014 ‘ü selamlamaya başladık bile dilerim herkes için hayallerinin bolca gerçek olduğu bir yıl olur. Biliyor musunuz hayalleri gerçek yapmak zor değil benim hayalim müzikle dolu bir yaşamdı her daim müzik hep vardı yani şimdi o ses beni nereye götürür bilmem ama hikayemin başlangıcı son derece basit aslında hoş geldin yeni yıl iyi ki doğdun ve bu dünyadan geçtin Barış Manço …