30 Kasım 2007 Cuma

ATLAS JET UÇAĞI DÜŞTÜ

Sabahın ilk saatleri bir yandan uyanmaya çalışıyor diğer yandansa televizyonda kanallar arası zap yapıyordum.Derken durdum haberler İstanbul-Isparta seferini yapan Atlas Jet uçağının düştüğünü ve uçaktan kimsenin sağ çıkmadığını mürettebatla birlikte 56 kişinin öldüğünü veriyordu.Ardından sıralamaya başlıyorlardı teknik arıza yoktu pilot deneyimliydi hava koşulları iyiydi .Bu ve benzeri bir sürü bahane ardarda sıralandı.Madem herşey yolundaydı uçak niye düştü acaba bunu çok merak ediyorum.Uçağın düşüşü 06:27 saat oldu 09:08 ve hala uçağın düşüş nedeni anlaşılamadı.Ntv haber kanalı olmanın sorumluluğunu yerine getirip sürekli canlı yayınlar yapıyor.Peki bu sırada büyük kanallar ne yapıyor.Atv sabah haberlerinde olmanın ayrıcalığını kullanıyor diğerlerinde tık yok.Aynen dizilere yada o sırada ne yayınlıyorlarsa devam.Peki ya bu uçakta ölenlerden biri medyatik biri olsaydı.İnanın bana o zaman tüm kanallar birbiriyle yarışırdı ölüm haberini vermek için...

En çokta bunu anlamıyorum zaten nasıl oluyordu 56 kişinin hayatının bitişi görmezden geliniyor.Ben bu sorunun cevabını buldum ama medyamızın gözünü para hırsı büyümüş ve bu para denen illet şey medyada çalışanlara kanal sahiplerine insanlığını unutturmuş.Acı ama ne yazıkki durum bu ülkemizde.Bu uçak es kaza Amerika yada başka bir Avrupa ülkesinde düşseydi inanın bana tüm ülke yas tutuyor olurdu.Sırlarla dolu bir ülkede yaşıyoruz aslında bu saat oldu hala uçağın neden düştüğünü anlayamadık.Neden düşmediğini yeterince iyi izah ettiler.Teknik bakımını yaptırmadık aksattık demiyorlarda teknik sorun yoktu diyorlar pilot deneyimliydi diyorlar hava şartları müsaitti diyorlar.Herşeyi söylüyorlar oysaki biz ne öğrenmek istiyoruz uçağın neden düştüğünü.Bakın olay yerini helikopterle gezen vali bile ne diyor.Bu uçak kazanın olduğu alana nasıl olduda indi anlayamadık.Bu olayı bir tek karakutu çözer.Oda yok şimdilik kayıplarda.Kaza yerinden gelen fotoğraflara görüntülere bakıp yakında bulunur diyorlar.Umarım öyle olur ve bu olay sır olmaktan çıkar.Yoksa olay tarihimize 56 kişinin yaşamını yitirdiği ama sır perdesinin bir türlü aralanamadı kaza olarak geçicek.





Artık kendimden şüphe bile duymaya başladım acaba ben mi anormalim diye.Hiç bir şey sorgulamayıp hatta bugünkü kazayı yok sayıp yaşamıma devam etsem ya boşa kalemimi yorucağıma.Olmuyor insani yanım 56 kişinin öldüğünü bir kazayı görmezden gelemiyor.Okumak istediğim uğruna tekrar sınava gireceğim meslek gittikçe kötüleşiyor ve vurdumduymaz oluyor bense hala çabalıyorum.Görmedim duymadım bilmiyorum diyerek 3 maymunu oynasam insan yönüm bırakmaz beni.Hep aynı soruyla yankılanıyor beynim nasıl olduda herşey yolundayken bu uçak düştü ve 56 kişi yaşamını yitirdi.Başın sağolsun Türkiye sır perdesiyle dolu bir kazada 56 vatandaşımızı kaybettik.56 insan öldü sözün bittiği yer tamda burası.Bundan sonrası yok.Başımız sağolsun...


Not:Bu yazıyı sabah erken saatlerde 9 felandı kaleme aldığımda şu anda saat 12:18 neredeyse olayın 6 saat sonrası karakutudan hala haber yok...

22 Kasım 2007 Perşembe

KADER'E KARŞI DURURKEN

Bugün öyle bir haber aldım ki kendi açımdan yuh artık dedim.Bil bakalım ne oldu blogcum.Müstakbel erkek arkadaş adayım askere gidiyor Cumartesi günü.Peki nereye gidiyor.Kütahyaya ve havacı olarak.Buraya kadar herşey normal.Tabi gittiği yerin bendeki anısını saymazsak.Gittiği yer hayatım boyunca tek sevdiğim ve ne yazıkki hala unutamadığımı anladığım insanın askere gittiği yer.Olurda bu kadar olur yani.Resmen şaka gibi.Arkadaşım ilk söylediğinde garibim o beni teselli ediyordu.İyi yermiş rahat yermiş v.s.Sonunda biliyorum dedim eski bir arkadaşım askerliğini orda yapmıştı.Sonrası sustum halada susuyorum.Şoktayım galiba.İçimdeki tüm sinirler boşaldı ufak çapta bir kriz geçirdim ama yok işte...

Demekki neymiş unutmak kolay değilmiş.Kader işte böyle hatırlamırmış insana herşeyi.Ne yapıcağımı neye ne tepki vericeğimi şaşırdım.Aramızdaki en mantıklı karşı komuşum.Hemen anladı tabi unutamadın değilmi dedi sustum.Zaten o olmasa ne yapardım hiç bilmiyorum.Neyse geçicek dimi blogcum geçicek bu günlerde.Daha atlatmam gereken koca bir yarın var.Yarın asker uğurlamaya erken başlıycamda birazcık.Önceki askerimizden dolayı içimde kalmıştıda...Öyle işte bakalım daha neler göstericek kader bana.Gerçi ne görüceksem bugün gördüm sanırım.Konuşabildiğim tek arkadaşım bile oha dedi bu ne ya şaka gibi.Evet dedim şaka gibi ama gerçeğin ta kendisi.Sonrası sustum...

Bolca sustum ve düşündüm ben zamanında gerçekten sevmişim ve değer vermişim ya.Yazıkki karşımdaki hiç değer vermemişti.Yazın geçirdiğim krizleri yine geçiriyorum .Geçicek diyorum içimden geçicek ve sadece üzülmekle kaldığını sen görüceksin.Böyle diyorum sonra da susuyorum.Nasılsa zamanla toparlanıcak herşey şimdi susmak ve kadere karşı koymak zamanı.Hadi bakalım kader daha ne getiriceksin karşıma .Ha şunuda unutma ne kadar darbe vurursan vur yıkamıycaksınbeni ben hep dimdiğim ve öyle kalıcam.

21 Kasım 2007 Çarşamba

İÇSEL KONUŞMALAR

Biraz daha iyiyim bugünlerde.Artık elimden geldiğince yatmıyorum oturarak tamalamaya çalışıyorum günlerimi.Arada bir çok doğal olarak dizim ağrıyor oda içimin ağrısıyla birbirine karışıyor ve geçip gidiyor.Bir şeyi gayet iyi anladım ama bugüne kadar çevremdekilerin (Ailem hariç)bana söyledikleri herşey tamamen yalanmış.Acı olsada bu gerçeği anladım ya ötesini hallederiz.

Hayat hep karmaşayla doluymuş aslında biri bitmeden teki başlıyor karışıklıkların.Misal babam.Yine hayatımızın tam orta yerine oturdu.Bahane hazır işsiz ve illede devlete yerleştirilmek zorunda olan bir kızı var ya daha ne bahane ararsınızki.Ne ben nede babam değişicek galiba.Örnek bugün annemle yaptıkları konuşma pazartesi evraklarımı aldı onun için görüştüler şimdikiyse daha iç acıtıcı.Bir ay önce olan doğum günü hediyemi vercekmiş.Yok yok diyorum ya hiç değişmiycek bazı şeyler.Kimle konuşsam sen hala öfkelisin zamana bırak geçer diyor.Sahiden geçermi yoksa her haber aldığımda içimde aynı öfke ve sızıyı duyarmıyım.

Bitirirken bişey itiraf etmem lazım.Etrafımdakiler beni aklı başında olarak görsede aslında ben deliyim.Sadece raporum yok.Duvarlarla konuşmalarım yetmedi şimdide içseline geçtim.

İçses:Ya kardeşim yeter ama git hazırlan bende diyorumki anneni ikna etmeyi az buçuk başardın ama hazırlanmazsan sinemaya geç kalıcan.Bak bir saat kalmış hala benimle dertleşiyor alooo kime diyorum.

Of içses haklı.Daha hazırlanmam lazım annemi gerçekten ikna ettiysem 1 saat sonra sinemada olmam lazım.Esen kalın.

Not:Çevremdekilerin yalan söylediği meselesi ayrı bir konu.Kardeşim deyip dost bildiğim insanında beni sevdiği zanettiğim kişininde içinde bulunduğum durumdan haberi vardı ve telefonum çalmamakta hep inat etti...

14 Kasım 2007 Çarşamba

ARA

Çok kötüyüm blogcum kimseye belli etmesemde çok kötüyüm.Öyle bir haldeyimki gündüzlerim gece gecelerim gündüz oldu.Günlerdir kendime kardeşim kadar yakın bulduğum insanın hayatımdan çıkıp gidişini izliyorum geceleri zar zor uyuyarak.Önceleri kolaydı kırılan bendim ve kırgınlıklarım geçiyordu oysaki şimdi kırılan o ve anladığım kadar kırgınlıkları geçmiyor.En azından son 3 gündür ne yaptıysam geçiremedim.Neyi merak ediyordum biliyormusun bünyem bu uykusuz gecelere daha ne kadar dayanıcak ve dur bakalım deyip beni normal gündüzleri oturup geceleri uyuyan düzenime sokucak.Beklediğim sorunun cevabı geldi dün dizim sakatlandı ve ben hiç bir şey yapmadan yatmak zorundayım:((

Sorun yatmam değil tabiki.Gerekli techizatımn yok bu iş için.Bana çoğu zaman telefonum okuyucak dergim ve cd çalarım yeterdi bir hafta boyunca.Şimdi cd çalar yok varda kulaklık yok.Geçen haftayı pür heves geçirmiştim benim ufak boy kendine kulaklık alıcak sonrada benim tek kulaklığı çalışan kulaklığımı bana getiricekti.Olmadı kulaklığı aldı tabi ama benim kulaklığı Kırıkkalede bırakmış.Haliyle hazırlıksız yakalandım ama buda geçer be blogcum.Kalktığım ve yürüyebildiğim sayılı zamanlarda müzik açarım kendime olur biter.O değilde bana en çok koyan kardeşim kadar yakın bulduğum insanın hayatımdan çekip gidiyor olması ve benim bunu sadece seyrediyor olmam.Bu işte en çok koyan ne yapiyim bir türlü tepkisiz kalmayı içimden biriktiripte söylememeyi öğrenemedim.Sonuçtada kaybeden ben oluyorum işte.Bazen çok kızıyorum kendime sırf bu yüzden üzüldüğüm ve en sonunda bünyemi sınırlara getirdiğim için kızıyorum kendime ve senden adam olmaz diyorum.Dün aslında anneme telefon etmem sonucu panik olduğundan dolayı eve çağırdığı hemşire en doğru teşhisi koydu farkında bile olmadan.Malum iki senedir çıkmayan bir dizim var iki sene sonra üstelik evde günlük işleri yaparken neden çıkarki dedim.Bünyenin zayıf bir anına denk geldi demekki dedi yaramı kanatmak istercesine.İşin en ilginci ise gece uyuycam diye vede gün boyu rahat edicem diye içtiğim ağrı kesicilerin sayısını ben bile unuttum ama bu meret ağrı geçmiyor işte.

İşte böyle kısa bir ara veriyorum yazılara .Ne zaman dönerim bilmiyorum dizim kendini Pazar'a kadar toplamak zorunda tiyatroya gidicez.Ama benim kendimi toparlamamı sorarsan onu bilemiyorum işte.Ne dersin blogcum benim sakatlandığımı ve bu halde bile onu düşündüğümü bilse affedermiydi acaba.İyisimi boşver bu soruyu be blogcum.Şimdilik hoşcakal.

10 Kasım 2007 Cumartesi

ATAYA MEKTUP

Sevgili Atam;



Bugün ölümünün 69.yıl dönümü ve her sene olduğu gibi bu senede seni hasretle andım.Öyle çok özlüyorumki seni bizlere bıraktığın mirasın vatanımızın ne hala geldiğini gördükçe içim parçalanıyor.Çoğu zaman keşke diyorum keşke Atatürk hala aramızda olsaydı ve vatanımızın hali bu kadar içler acısı olmasaydı.Çok şey gördüm yaşadım ama sana bugün mektup yazmak kadar hiç bişey üzmedi derinden etkilemedi beni.Bizlere miras bıraktığın bu vatana sahip çıkamadık.Zamanında senin savaştığın ve himayesinin altına girmeyi şiddetle reddiğin Amerikalılara biz şimdi dostumuz müttefikimiz diyoruz demek o kadar zor geliyorki bana.Hele bizleri temsil etmesi için görevlendirdiğin milletvekillerinin halini gördükçe utancımdan ben kızarıyorum onlara yine bişey olmuyor.Kısacası Atam miras bıraktığın Ülkenin halini ne sen zor nede ben söyliyim...



Herkes uykuda atam derin bir sessizlik uykusunda hani derler ya ölü toprağı serpilmiş gibi aynen o durumdayız işte.Başımızda eski osmanlı padişahlarını andıran bir başbakanımız var şimdi.Bide onun atadığı Cumhurbaşkanımız.Onları benim ulusum seçmedi mi dediğini duyar gibiyim.Başbakanı beş sene öncede bu seçimlerde biz seçtik daha doğrusu seçmedik çoğunluğun içinde azınlıkların isteği hiçe sayılır ya bıda öyle işte atam.Çoğunluk seçti azınlık olan bizler sadece seyretti.Cumhurbaşkanını ise dedim ya Başbakanımız atadı.Peki bu sırada bizleri temsil eden vekillerimiz ne yaptı dersen onlarda ya zevk te sefadalar yada birbirlerini yiyorlar mecliste.Bende zerre umut kalmadı artık ama insanlar saf saf bu ülkenin düzelebiliceğini düşünüyorlar.Bense başımıza senin gibi cesur gözü kara bizim lazım diyorum.Lazımki şu anda başımızdakilerin sürdürdüğü saltanat sona ersin.10 Kasımları boynum bükük ve başım eğik değilde başım dik ve sonunda gerçek anlamda Atamız'ın istediği yolda ilerliyoruz diyebilmenin verdiği gururla analım seni .



İşte böyle atam kısacası bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete.Gittiğimiz yolun sonu belli değil ne yazıkki.Bildiğim tek şey var senin çizdiğin yoldan çoktan çıktık atam.Emanet ettiğin vatanın toprakları karış karış satılıyor artık.Aydınlık yerine karanlığa gidiyoruz üstelik kimsenin gücü bu gidişata dur demek için yetmiyor.Affet bizi atam bu 10 kasımda milletin hakkında hayırlı haberler veremedim sana.Öldüğünden beri hep bu ülke sana benzeyen bir kurtarıcıyı aradı ve o kurtarıcı hiç gelmedi.Bu seneyide kurtarıcıyı bekleyerek ve buruk geçirdik affet bizi Atam...

8 Kasım 2007 Perşembe

SAĞOLSUN UFUK URAS

Rahmetli Kazım Koyuncu öldüğünde bir söz vermiştim kendi kendime.Başka Kazımların ölmemesi için Karadeniz 'in kararmaması için nükleer santral e sonuna kadar hayırdı.İki hafta önce tasarı kabul edildi farkında bile olamadan.Ogün ne kadar üzgün olduğumu bir ben bilirim.Gelelim bugünkü meseleye.Sonunda Meclisten biri uyandı ve nükleer tepkisini gösterdi.Tasarı geçmişmiş artık umrum değil.Meclisten Nükleer 'e karşı tepki olduğunuda gördüm ya tamamdır benim için.

Gelelim tepkinin sahibine.Bağımsız milletvekili ama DTp'nin desteğiyle Meclis'e giren Ufuk Uras.Gelelim Uras'ın sözlerine umarım bazılarının kulağına küpe olur bu sözler."Uras, TBMM'de düzenlediği basın toplantında, TBMM Genel Kurulunda bugün görüşülen, nükleer santral kurulmasına ilişkin kanunun, toprak, su, hava ve toplumun geleceği hakkında geri dönülemez sonuçlar yaratacak nitelikte olduğunu ileri sürdü. Yasanın, topluma inatla dayatıldığını iddia eden Uras, "Bir kez daha yineliyor ve uyarıyoruz; Nükleer enerji santralleri bir zorunluluk değil, siyasi bir tercihtir ve hiçbir hükümetin, bu tür tercihlerle halkın geleceğini karartmaya, çocuklarımızın yaşamlarıyla oynamaya hakkı yoktur. Enerji alanındaki ihtiyaçların karşılanması, Türkiye'nin mevcut kurulu enerji gücünün doğru değerlendirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yapılandırılmasıyla mümkündür" diye konuştu.

Nükleer santralde üretilen elektriğin, diğer yöntemlerle üretilenlere göre 2 ile 5 kat pahalı olduğunu, nükleer santral işletmesinin de çok risk taşıdığını ifade eden Ufuk Uras, şöyle devam etti:

"Nükleer santrallerin atık sorunları, hiçbir ülkede çözülememiştir. Nükleer santral kurulum maliyeti, diğer santrallere göre 2 kat pahalıdır. Sökülmesi, kurulması kadar maliyetlidir. Bir nükleer santralin devreye alınması, yaklaşık 10 yıl sürer. Bu santrallerde kullanılan uranyum, doğada çok az miktarda bulunan bir maddedir ve sonsuz değildir. Nükleer santral, hem kaynağı hem de teknolojisiyle tamamen dışa bağımlıdır. Nükleer enerji, nükleer silahların yayılmasına zemin sağlar. Nükleer santralin yapılmak istenmesindeki bir neden de nükleer teknolojiye ve dolayısıyla nükleer silaha sahip olma hevesidir. Nükleer enerji, dünyadaki küresel ısınma olarak da adlandırılan iklim değişikliklerini durduramaz."

Uras, Meclis gündeminde olan yasada, nükleer kaza ihtimali, radyasyon tehlikesi ve risklere dair hiçbir düzenleme yapılmadığını ifade ederek, sadece santrallerin kurulum, işletim, atık ve söküm maliyetlerine dair maddi düzenlemeler yapıldığını söyledi.

Nükleer santralleri yapacak şirketlere hazine arazilerinin ücretsiz tahsis edilmesinin, kamu malının peşkeş çekilmesinden başka bir şey olmadığını ileri süren Uras, santral kuracak şirketlere verilen 15 yıllık alım garantisi ile kamu olanaklarının da nükleer lobi için seferber edildiğini savundu"


İşte benim gibi düşünen biri daha hemde halkın içinden Meclise girmiş biri.Teşekkürler Ufuk Uras halkın içinden biri olduğunu gösterdiğin için tek başınada olas bu konuda mücadele eden biri olarak teşekkür etmek gerektiğini düşünüyorum ve keşke diyorum keşke Mecliste'de Ufuk Uras kadar toplumsal konulara duyarlı vekillerimiz olabilseydi.Nedersiniz daha iyi olmazmıydı...

6 Kasım 2007 Salı

KONSERE HAZIRLIK

Heyttt ben geldim blogcum.Karşında Cumadan beri süre gelen konsere gidicem gidemiycem tartışmalarının sonuna gelmiş biri oluyor.Sonuç Cuma günü saat 18.30 dan itibaren konser alanındayım.Yani hem Üçnoktabir'i hem Gripin'i hemde Emre Aydın'ı izliycem.Annem bana refakat edicek.Kardeşimse Emre 'ye kadar yolu bulur ve gelir herhalde...

Mutluyum çünkü konsere gidiş amacım zaten 3.1 di Emre'yi izledim çünkü Gripin desen dinlemem bile.O değilde benim zavallı annem ne yapsın.Kızları sayesinde 3.5 saat rock müzik dinliycek.Olsun olsun iyidir.Anneminde rock kültürü genişler canım.Gerçi bayağı genişledi.Zira bir ara Gripin'e Novalgin diyordu. :)))İşte böyle bugün aslında yorgunum biraz ben deniz yanıma en az benim kadar deli birini alıpta Yaşamın Kıyısındaya gittim hemde ilk seansına.Koskoca sinemada 6 kişiydik.Ne karar aldım biliyormusun eğerki bir gün evlenirsem çalışmıycam ev hanımı olup filmlerin ilk seanslarına ve tiyatrolara gidip koca parası yiycem.İyi mantık ama değilmi.Neyse blogcum film güzeldi.Eğerki birazcık filmlerden anlıyorsam kesinlikle oscar alıcak nitelikte bir film.Tek üzüntüm filmin Almanya adına yarışıcak olması.Anlamıyorum Fatih Akın filmlerinin yarısını İstanbulda çeken bir yönetmen niye Türkler Fatih Akın'ın kıymetini bilmezki.Bu ülkede tutmak çok mu zor böyle değerleri.Adam Almanya adına yarışıyor muhtemelen ödülde alıcak niye Türkiye adına yarışmasın.Bunun cevabı belli aslında.Takva gibi saçma filmleri gösteririz biz ancak.Sonra elimiz boş döneriz.Takvayla aynı zamanlarda vizyona giripte beğendiğim o kadar film varki.Mesela dondurmam gaymak.Neymiş bizim juri o filmi beğenmemiş Takva gitsin demiş.Hayatta izlemedim izlememde.Tarikat var diye polislerin film setini bastığını duymayan kalmadı sanırım.Duymayanda duysun ve görelim lütfen Oscar adayımız nasıl bir film.

İşte böyle şimdi önümüzdeki iki gün konsere hazırlıkla ve birde bilet alımıyla geçicek sanırım.Sonrası zaten büyük konser.Hayal etmekten ve mücadelen sakın vaz geçmeyin olurmu bazen tersi olsa bile çoğu zaman kazanan siz oluyorsunuz.

2 Kasım 2007 Cuma

BENDEN HABERLER

Ben geldim blogcum.Hayret bu sefer arayı kısa tuttum alkışlıyorum kendimi.Sen sormadan ben söyliyim doğum günüm çok güzeldi.Müstakbel erkek arkadaş adayımla yan yana oturduk tüm gece sustuj.Ona rağmen süperdi .Ne anladım biliyormusun biz iyi bir ikiliyiz yani arkadaş olarak.Konuşmadan anlaşan kaç kişi vardırki.Ortak nokta müzik olunca olmaz diye bir şey yokmuş demekki.

Haftayıysa kitap okuyarak ve düşünerek geçirdim.Haftaya konser varda Ankara'da ona nasıl gitceğimi düşündüm durdum .Kardeşimle ittifak yaptık ve o gün görevde olması gereken annemi görev gününü değiştirme konusunda ikna ettik sanırım.Zira bir sorun var.O gün bir değil tam üç konser var.Üçnoktabir,Gripin,Emre Aydın konseri.Üçüde aynı yerde tabi.Sorun şuki ben Üç nokta bir kardeşim Emre Aydın istiyor.Ve kardeşim yatılı okuduğu için hafta sonu eve geliyor onun açısından herşey normal Emre akşam 9 da çıkıyor.Ama 3.1 7 ye doğru.Anlıycağın blogcum 3.1 konserini izlemem için bizim ufak boyun 6 da Ankarada olması gerek oysaki o 7'de iniyor otobüsten.Anlıycağın haftayakadar Annemin görev gününü değiştirmesi lazım.O kolayda en zoruda benim konser alanına erken gitmek için yanımda Annemin güvenebiliceği birini bulmam lazım.Yada dahice bir plan

Bu gecelik bu kadar günlük.Benim daha zamanında İstanbul planı yapmama yardımcı olan vatandaşa ulaşmam lazım.Unutmayalımki iş işten geçmiş olsa bile İstanbul'a gidebilmiştim.Neyse blogcum ben plan kurmaya gidiyorum.Umarım geçerli bir plan bulunur.Hadi Sağlam kal.