skip to main |
skip to sidebar
ÜTOPYALAR GÜZELDİR
Bazı müzisyenler vardır bir kez dinler ve çok seversiniz
hayatınızın bir parçası olurlar artık hatta kimi zaman hayatınızı değiştirirler
işte tamda böyle bir hikaye anlatacağım sizlere benim gözümden cehennemi
düşleyip insanlarla az iletişim kuran
biri iken bir şarkı ve bir ses ile hayata dönüşümün hikayesini okuyacaksınız
....
2011
"Ah
beyim yapma dur
Bir kızım var benim
Aslında doğmadı henüz Ama kalbimi emer Beyim
dur biraz
Nerede benim düş payım
Gönlüme geçmez liran
Biraz izin ver unutayım
"
Hayatımın büyük bir kısmını etkisi altına alan Yavuz Çetin
öleli 10 Kanat Güner öleli 13 yıl geçmiş. Ki Nilgün Marmara ve daha niceleri var hafızım da saklı zamanla tanıyacağım .Yavuz
“Yaşamak istemem artık aranızda “ diyerek boğaz köprüsünden atlamış Kanat “ Hey
millet ben ölmeye karar verdim diyerek “ bir bahar akşamı altın vuruş yaparak
aramızdan ayrılmış . Biliyorum ikisi de cehennemde beni bekliyorlar o halde
benim ne işim var cennette . İyi’de iyi insanlar cennete gider Duygu biliyorsun
bunu diye cevaplıyor beni beynim .
Onlarda iyiydi diyorum ama cehennemdeler demek ki farklılar ayrık otları
cehenneme gider hiç karışma bende oraya
gideceğim . Peki diyor beynim pes ederek sonrasını hatırlamak dahi istemiyorum
gözümü hastanede açtım o kadarını diyeyim . Derken tedavi süreci ve bu sırada
ne olup ne bittiğini anlamaya çalışan iyi niyetli ama meraklı insanlara karşın
tutunduğum sığındığım tek şey kitaplarım ve müzik . Derken bir akşam
bir mucize oluyor bir müzik duyuyorum önce sonra ses. Şarkının ismi
Cennetin Irmakları söz müzik Mabel Matiz
imzalı söyleyen Ceyl’an Ertem . O gün tuhaf bir şey oluyor bana şarkı ruhuma o kadar iyi geliyor
ki sabırla meraklı insanlarla yüzleşiyorum önce sorduklarında hep aynı şeyi
tekrarlıyorum merak etmeyin daha iyiyim bir daha aynı şeylerin yaşanacağını
zannetmiyorum . Bir daha aynı şey olmuyor çünkü ben o akşam uzun zamanlar sonra
ilk defa bir bayan sesten çok
etkilenmekle kalmıyorum aynı zamanda kendi cennetime olan yolculuğuma doğru
yola çıkıyorum .Anlayacağınız o gece Ceyl’an Ertem hem öğretmenim oluyor hemde
beynim ile çatışma konusun son bulmasını sağlıyor . Yürüdüğüm yol yabancı çünkü
tanıdık bir sese ihtiyacım var ...Sonra Ceyl’an Ertem’in ütopyası ile tanışıyorum kim bilir
kaç kere gelmiyor yarınlar yada kaç kere kırılıyor istisnalar bilmiyorum
sayamıyorum da bildiğim tek şey hem ütopyam hem de kendimi her kötü
hissettiğimden sığındığım bir ormanım var artık benim . Dinledikçe gözümü
kapatıp düşledikçe daha iyi ve daha
dayanıklı hissediyorum kendimi . Bazen öyle anlar oluyor ki insan içine karışıp
ısrarlı sorularına cevap veriyorum .
1 Kasım 2013
Genelde konsere çıkmadan evvel sanatçılar heyecanlı olur bu
normal ama emin olun o gece ki heyecan seviyem sollardı kendisini . Kolay mı
öğretmenim karşımda olacak ilk defa ve ben becerebilirsem teşekkür etmeyi
becereceğim . Bilet en az 10 gün önceden hazır mekana ilk gidişim ses sistemi
iyi olmayan mekanlar ise en sinir
olduğum şey . Bakalım göreceğiz derken içeri giriyorum ses sisteminde sıkıntı
yok gibi süper derken Ceyl’an Ertem
sahnede . O anda bir büyü başlıyor öyle
bir büyü ki o anları makinem çekemiyor bile tüm denemelerim boşa çıkıyor enerjisine ışığına yetişemiyorum imkanı yok
.Etrafa göz gezdiriyorum şöyle bir benden farkı olan pek yok . anlayacağınız
konserin ilk yarısı makineme değil beynime emanet . Birde hasta diyorlar
üstelik bu yüzden 5 6 parçadan sonra ara veriliyor . Anlayacağınız hasta haline
rağmen o hayat dolu hali gülümsemesi naifliği hiç mi hiç değişmiyor . Arada
vakit geçir iken bir ilki yaşıyorum
hayatımda ilk defa bir konserde ara verildiği
için hem üzülüyorum hem içten içe seviyorum . Çünkü makinem ortamın enerjisine alıştı artık
meşhur sol el pozlarından birini çekebilirim . İkinci yarı başlıyor büyü hala
aynı 5 parça falandı derken bizlerin ısrarına dayanamayıp son bakışı okuyor
Cey’lan Ertem hepimiz çakılıp kalıyoruz yazın gezi eylemleri sırasında
kaybettiğimiz ne kadar güzel çocuk varsa hepsi teker teker geçiyor gözümün
önünden film şeridi misali başımı yukarı kaldırıp hepsine selam çakıyorum
.Ölenler gök yüzünde manzarası güzel yerlerden birinde bizleri izliyorlar buna inanmak
istiyorum . Derken gönül dağına
giriyorlar hep bir ağızdan Neşet Ertaş’a saygı duruşunda bulunuyoruz . Bitiyor konser Ceyl’an Ertem ‘in sağlığı bu
kadarına müsaade ediyor eyvallah lafımız yok olamazda zaten mükemmel büyülü bir
gece yaşadık . Konser biterken gök yüzünden beni izleyen Yavuz’dan ve Kanat’dan
müsaade istiyorum ilk defa çünkü her anlamda yaşama dönüş evrem tamamlanıyor o
gece . Geriye bir tek teşekkürü kalıyor
. O hazır bir şekilde ulaşıp ileteceğim o kadar . Şans mı delilik mi
dersiniz bilmem ama yarım yamalak bir
teşekkür etmeyi başarıyorum . Eline
uzattığım Cd’yi “ ütopyalarını unutma “diye imzalıyor.Unutmayacağım diyorum
içimden hep büyüyecek o ütopya O gün eve giderken bir söz veriyorum kendime ütopyama dahil etmek istediğim algımı açan kim
varsa gidip teşekkürümü ileteceğim . Sonuç hala çabalıyorum bu sözüm için
teşekkür konusunda ne kadar yetenekliyim bilemem ama en azından şunu biliyorum
ütopyalarım algım hala çok güzel ve Ceyl’an Ertem gibi insanlar olduğu sürece
zihnim hep iyi kalacak ve ben her geçen gün daha iyi olup kendi cennetim ile
barışıp gülümseyeceğimi insanlara
"Farkında olmadan bana cennetimi veren güzel insan Ceylan Ertem için yazılmıştır . Gülümsensin gülümsendikce soluklar anlam kazansın diye "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder