21 Ocak 2014 Salı

GÜLÜMSE

Zor bir süreçten geçiyoruz bu aralar hepimiz Ocak ayının gelişi tüm ölümlerin sanki şaka gibi Ocak ayını buluşu unutulamayan hafızalardan çıkmayan anlar tüm bunların eşliğinde operasyonlar ve sıra ya bende ise ya hayatım ı sevdiğim şehri değiştirmek zorunda kalırsam korkusu … Üstünden altına her kes yaşıyor bu korkuyu bence bu günlerde ama kendi kendimize geyiğe vurmayı tercih ediyoruz ki başka türlüsü çekilmez zaten … Ocak ayı bu tonda gelip geçerken bir adam var ki hepimizi korkuttu aslında unuttuğumuz çok basit bir şeyi fark ettirdi bize … Düşünüyoruz kafa yoruyoruz yormasına sorunlara ama biz bunlarla boğuşur iken hayat akıp elimizden gidiyor … Bunun ayırtına hafta sonu varabildim ben ve ne yazık ki Nejat İşler hastane de yaşamak için direniyordu . Hala da direniyor bizler onun için bir iyilik yapalım olur mu dertleri boş verip sevdiklerimizle bil hasa kırdığımız insanlarla vakit geçirelim ve  hatıralara tutunarak gülümsemeye çalışalım . İlk hatıra benden olsun mesela Nejat İşler ile ilgili …



Kazım Koyuncu  daha kansere karşı  direniyordu o zamanlar ben ise Gülbeyaz dizisi ile bir adamı keşfediyordum sonradan çok  seveceğim Nejat İşler’i . Gülbeyaz dizisini orda ki Kadir karakterini kim unutabilir ki zaten … Sonra Kazım öldü Gülbeyaz gibi bir dizi zaten çekilmedi ve ben dizi izleme dönemimi çok uzun bir süre kapattım . Derken bir gün Mustafa Hakkında Her şey filmini izlemeye niyetlendim izledim de sonuç daha çok hayran oldum . Hayatı ile pararlel olduğundan olsa gerek serseri hafif psikopat roller hep yakışıyordu Nejat İşler ’e . Sonra bu dediğimi kanıtlayan bir film girdi vizyona Barda filmi … Ailem sağ olsun konusunu anlata anlata aman gitme diye diye ( sanki tanımıyorlarmış ters tepeceğini bilmiyorlarmış gibi )  soluğu sinemada aldım tabi … Hatta sinemada almak kesmedi üstüne kaç kere seyrettiğimi ben bile unuttum . Sonuç tabi mükemmeldi izlediğim her filmde daha çok hayran oldum ona .En sonuda ise Behzat Ç ve Ercüment Çözer tabi ki hala diyecek sözüm yoktur o oyunculuk üzerine .  Derken gezi direnişi günleri başladı ülkemde Bodrum’da eylemlerin başını hep o çekti dedim ya serserilik dik başlılık her daim çok yakışmıştı zaten .Ve bir gün haberler Nejat İşler ‘in karaciğeri iflas etmiş ilk tepkim yok artık olmuştu sonra bir haber daha tedaviyi bırakmış yakışıklı ölmek istiyormuş . Hah demiştim içimden tam ona yakışanı bu ama bir yandan yapma daha erken diyordu içim tabi … Hafta sonu son oyununu oynadı bize sağ olsun iyi normale dönüyor diyende var yinede dua edin diyende . Ben ikisini de inanıyorum elden ne gelir ki başka zaten …

Velhasıl bazen böyle şeyler gerekiyor galiba dozajına olduğu ve sevimli bir şaka olarak kaldığı sürece tabi . Nejat İşler’in hastane de direnirken bile bana öğrettiği son şeyi hiç unutmayacağım mesela durumlar ne olursa olsun gülümsemeli arkadaş  kendine küçük ufak mutluluklar yaratabilmeli insan ki ihtiyacı olanlara gülümsemesi ile güç verebilsin yeri geldiğinde .

Hiç yorum yok: