31 Ağustos 2009 Pazartesi

TEK BAŞINA

“Kim olursan ol, ne istersen yap
Sen de bu dünyada, tek başınasın
Anne kolunda, baba yolunda
Kardeş yanında, tek başınasın”

Nuri Kurtcebe




Sonunda üniversiteye kapağı da attık sevgili okur.Sabah erkenden yanımda kardeşim düştük yollara.Ben gece doğru dürüst uyuyamadığımdan espriler gırlaydı tabi bende kayıt yerinin oraya varana kadar.Sonunda kardeşimde bana uydu ve son yüzyılın en iyi ikilisi şeklinde gittik geldik.Gözlemlerime gelince aslında tek bir gözlemim vardı işlerimiz kolay hallolsun diye bölüm başkanı bir tanıdığımızın yanında aldık soluğu direk ve hiç susmayan telefonlarına birebir şahit oldum.İki soru var birincisi kayıt tarihleri ikincisi gerekli belgeler.En az 10 kez telefon çaldı ve bu sorular hiç değişmedi…

İşlemleri yaparken de ortaya çıkan komiklikler yok değildi tabi misal harç parasını yatırmaya gittik bakıyorlar harç parası ödememe gerek yok krediye baş vurmuşum.Ya havle çekerek meramımı anlattım tabi.Hatta bir ara annem başvurdu da benim mi haberim yok demeye başladım sonunda sorunun sistemde olduğunu anladılar tabi haliyle .Meselenin özü tüm pürüzleri haletlim ve resmen Kırıkkale Üniversitesi Mantarcılık öğrencisiyim artık.Şaka gibi gelse de gerçek bu ve ben öylesine mutluyum ki acaba gerçek midiye gidip gelip kimlik kartıma bakıyorum.Geriye okulların açılmasını beklemek kaldı bir tek.Günün birinde mantarcılık mesleğini bu kadar benimseyeceksin deseler gülerde geçerdim herhalde ama mümkün oluyormuş işte.Şimdi düşünüyorum da tercih yaparken güldüğüm dönemlerde aslında farkında olmadan ikinci yapmak istediğim mesleğimi bulmuşum ben.Bugünden itibaren hayatımda yeni bir sayfa açıyorum artık ilk üniversiteyi kazandığım sene babamla yaşadıklarım açık öğretimde okuma savaşı verişim bunların hepsi geride kaldı artık.Aynaya baktığımda o günlerinden ders almış ama artık o günlerini gülümseyerek hatırlayan bir ben görüyorum karşımda.Hiç olmadığım kadar umutluyum ve hazırım yeni bir üniversiteye ilk defa girilecek ortama…

Yıllar öncesinin hayalini gerçek yaptım bugün hala inanamasam da tek fark eskiden bir ağaca yaslanıp hayal kurar ve yazardım bir bir millet deli bu der dalga geçerdi benle bu yüzden kimse arkadaş olmak istemezdi benimle.Şimdi ise gök yüzündeki yıldızlara bakarak hayal kurdum ve evet dün gece heyecandan sabahlarken yine yalnızdım.Alıştım artık nasılsa her şey Nuri Kurtcebe tarafından söylendiği gibiydi…

29 Ağustos 2009 Cumartesi

BABAM'A

Merhaba baba sana ilk kez bir şeyler yazdığım zamanı hatırlar mısın bilmem…Ben çok iyi hatırlıyorum ilkokuldayım ve babalar günüydü sen bize gelmiştin bende biraz da anemin zoruyla sana o gün hakkında düşüncelerimi yazdığım şiirimi vermiştim saklar mısın bilmem muhtemelen kaybettiğin pek çok şey gibi onu da kaybetmişsindir bendede durmaz zaten meselemiz bu değil.Mesele sensin baba aradan onca zaman geçmesine rağmen değişmeyen ve bana yaşattıklarını gittikçe kardeşime yaşatmaya başlayan sen.Ben artık büyüdüm baba oda büyüdü artık aldırmamayı öğrendik söylemlerine ama unuttuğun bir şey var baba kol kırılır yen içinde kalır….

Yıllar önce bir yaz akşamının sabahıydı baba olağanca kızgınlığınla annemle tartışırken senide evlatlıktan reddediyorum demiştin o zamanlar üniversite sınavının sonucunu bekliyordum bak üniversiteyi bitirdim hatta ikinci üniversitemi kazandım ama o günü hiç unutmadım ve o günden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı olamazdı da zaten ne zaman sevmeye çalışsam böyle kabullenmek lazımdır desem hep bir şekilde nefretimi geri getirmeyi başardın tıpkı bugünkü gibi ama biliyor musun baba nefretimi yenmeye hiç bu kadar yaklaşmamıştın …Dünde kardeşime senin artık bir baban yok demişsin.Bunu nasıl başarıyorsun baba hadi tekine sinirle söyledin sonucunu gördün işte seninle görüşmeyi dahi sadece telefonda kabullenen birini yarattın peki ya öteki kızın baba onun nefretini kazanmakla eline ne geçti…Biliyoruz iki gün sonra başlayacaksın yine kızım şöyledir böyledir sinirliydim moralim bozuktu falan diye ama dedim ya kol kırılır yen içinde kalır yani baba bir insanın ağzından söz bir kere çıkar ve bir kez daha tebrikler baba düşüncelerimin bir türlü aynı doğrultuda olamayacağına inanmaya başladığım kardeşimle bile ortak düşünmemize sebep oldun…

Senden sonra kimseden nefret etmemeye çalıştım hep sevgim ve saygım nefretin önüne geçti.Öyle bir duruma geldim ki hayatımda belki senden sonra en çok nefret etmem gereken insanla bile insanca konuşabiliyorum aylar sonra.Bunu sen başardın baba ve ben bu sayede ben oldum.Bak bu sene yeniden başlıyorum üniversiteye ama ben hala aynı çocuk ve aynı benim.Sense her şey tam yoluna girerken bir olay çıkarıp her şeyi tuzla buz eden adam.Ben alıştım da baba umarım kardeşim alışmaz bunlara ve umarım ilerde saygıyla hatırlayacağı baba portresini yıkmayı başarmamışsındır…


Yazarın notu:Ne çok olmuş meğer yazmayalı bilinçli olarak verilen bir ara değildi bu içimden yazmak gelmedi diyelim ta ki dün akşama kadar.Bir şey oldu yine ve içimdeki nefret tohumları başa sardı yine.Ancak o zaman hatırladım üniversite haberini dahi yazmadığımı . İster sevinç fazlalığına bağlı unutkanlık deyin ister geçmişi hatırladığından dolayı yazmak istememek ama Kırıkkale üniversitesi Mantarcılık öğrenci adayıyım bu hafta ise resmen öğrencisi olacağım.Mantarcılıkta ne ki dediğinizi duyar gibiyim iki senelik bir bölüm oluyor kendileri .Kazandığım bölümü duyduktan sonra gülmekte serbesttir başlarda tercih zamanı mantarcılık yazacağım dediğim herkes gülüyordu zaten.Buna bende dahil tabi ki.Şimdi düşünüyorum da bana da böylesi değişik bir bölüm okumak yakışırdı yahu.Neyse efendim sözün özü buralardayım anlatılacak çok şey var tabi ki ama şimdilik bu kadar bu yazımız tadımlık olsun…