12 Aralık 2013 Perşembe

SULTAN SÜLEYMAN'I AĞLATAN ADAM

Sultan Süleyman 'ı ağlatan adamdır bence Mabel Matiz .Ne zaman dinlesem hep geçmişe döner aklım . Bazen olur ya canınız o kadar sıkkındır ki size iyi gelen tek şey şehrin ışıklarına bakmaktır …Yine öyle gecelerden biri idi bir mucize olmalı diyordum içimden bir mucize olmalı artık ve ben müziğin gücüne yeniden inanmalıyım . Çok iyi hatırlıyorum bunu içimden geçirip hadi canım demiştim her şey kirli iken temiz kalan bir müzik olacak öyle mi diyerek bu konuda saflığımla dalga bile geçmiştim . Sonunda saf yanım kötümser yanı mı yenmiş gayri ihtiyari radyoyu açmıştım … Derken bir ses tırnak kontrollerini hiç sevmediğinden bahsederek beni gülümsetti beni sonrada zaman şarkısı ile özüme döndürerek gri bir koridordan içeri soktu beni … Şehir desen zaten gri ve soğuk o zamanlar ben desen yüzümü gülümsetecek bir sese hasret kısaca müziğim tam geldi beni buldu … Mabel Matiz ve müziği ile böylece tanıştım işte bundan 2 sene evvel . Zaman şarkısından sonra önce öteki geldi daha çok sevdim ardından filler ve çimen ile ötekim ile barıştım ne çayı nede sigarayı severim üstelik en nihayetinde sevdiği sanatçılardan coverladığı parçalarla tanıştım ki ben buna müzikal devrimim diyorum …




 Derken çoğunluğun Mabel Matiz’i tanıdığı yaşım çocuk albümü ve zor değil şarkısı . İtiraf edeyim zor değile ısınamayanlardanım . Yaşım Çocuk albümünü benim için özel yapan Krallar ve Kanat Güner ismidir hatta . Albüm çıkma sürecinde krallar şarkısını ve şarkıda geçen “ Ahıra girmeyen bir koçtum ot buldukça uçtum” sözünü duyduğumda gülümsedim yine yaşım çocuk albümüne erkenden bu sefer sesli bir hoş geldin dedim içimden. Kanat Güner ismini duydukça sızlayan yanımı kontrol ettim çok şükür hazırdı sızlamaya .Krallardan sonra yaşı çocuk yıllar saçlarıma alaimisema ve ölü pantolon geldi sırası ile . Yıldız Tilbe’nin aşk yok olmaktır parçasını ve kendi bestesi sefil çıplak korkusuzu bambaşka bir yere koyuyorum ilk dinlediğimde nasıl çarpıldıysam artık onlara o his hiç geçmedi bende … 



 Yaşım çocuğu hatmederken benim şehir griden maviye dönünce sıra geldi konserlere . Söz vermiştim kendime şehrin griliği olmayacaktı sahnede izlerken onun renkliliğini bozmasına izin vermeyecektim şehrin . İlk konser bilmem kaçıncı kez çarpılma canlı iyi demişlerdi gidenler doyamazsın diyen de yoktu Sezen Aksu coverı pişman olduğun zamanı izlerken donar kalırsın şarkı bitene kadar diyende. Hepsini bizzat 3 konserde yaşama deneyimi bana düştü tabi … 




Bugünlerde ilk ödülünü aldı Mabel Matiz yani onun senesi idi bu sene . Şaşırmayanların başında gelenlerdenim geç bile kalındı hatta . Çünkü o hem aradan geçen zamana ve yıllara gittiğim konserlere inat kar yağmayan bir şehirde bahar gelse konserde bulsam kendimi hayali kurduruyor bana hem de Sezen Aksu’nun Sultan Süleymanını alarak bambaşka bir şeye çevirdi ve ister kabullenin ister reddedin yaz boyu hepimize ağıt yaktırmayı başardı . Denenmemişti evet çünkü buda Mabel Matiz farkı zaten . Daha nice ödüllere ve nice şarkılara Mabel Matiz müzik hep ışığın olsun .

Hiç yorum yok: