18 Aralık 2008 Perşembe

TESKERE GÜNLÜĞÜ SON 39 GÜN

Dün benim askerle konuştuktan sonra duruma uyanmam gerektiğini fark ettim .Hem de öyle yavaş bir uyanma değil şöyle hızlıdan uyanmalıyım beyimiz bana hesaplatıyor da 40 günü kalmış dile kolay neredeyse bir buçuk seneden sonra 40 gün nedir ki dedim ve sonunda teskere günlüğü yazmaya karar verdim.Bu teskere günlükleri bittiğinde blogger da ki son yazım olacak sanırım.Zira geldiğinde beyimizle vakit geçirmekten kalan vakti de film izlemeye ayıracağımdan vaktim olacağını pek sanmıyorum .Neyse moralimizi bozmayalım ve tezkere günlüğüne başlayalım bakalım sonra ne yapacağımızı ama şimdi Esmeray’ ın gel teskere parçası eşliğinde teskere günlüğü zamanı.Başlıyoruz efenim.

39.gün
Bir tanem;


Gidiyorum deyişin dün gibi aklımdayken gelişini sayıyorum şimdi.Geçen bir senenin ardından bu saydığım günler hiç bir şey değil aslında.Çok şey yaşandı sen yokken en çokta ben büyüdüm artık seviyorum demekten korkmuyorum dün şöyle bir düşündüm de ortaokulda ve lisede sevdiğini söylediği için alay konusu olan ben değilim artık hayatımda ilk defada olsa seviliyorum.Artık bilebiliyorum hikayemdeki mutlu sona çok yaklaştım .Oysa bir gün sende sevileceksin deseler gülerdim inan bana gülerdim .Çok şey görmüştüm çünkü ve gördüğüm sonların hepside aynıydı.Şimdi düşünüyorum da bir son hariç hepsi aynıymış ve mutlu son sadece senmişsin.Bunu anlamam çok zor oldu hep hadi canım dedim ama oldu işte.Kendime çoğu zaman şaşıyor olsam da hala bekliyor olmamın başka hiç bir sebebini bulamıyorum.

Gittiğinden beri hiç değişmedi buralar sadece bir mevsim geldi geçti o kadar ağaçlar insanlar her şey yerli yerinde bir tek ben değiştim.Eskiden sevmediğim gri bulduğum bir şehri istersem ne kadar sevebileceğimi anladım her gün yokluğunda.Her gün biraz daha alıştım yaşadığım şehre ve sonunda sevdim.Artık Ankara ‘yı hiç sevmem soğuk şehir diyenlere gülümseyip siz bide Ankara'yı hayatınızda biri varken görün diyebiliyorum.Eskiden böyle söyleyeceğimi deseler yine gülerdim Ankara'yı en son lisedeyken severdim çünkü.Herkesten önce okula koştuğum kendime özel olduğunu düşündüğüm köşemden dünyama baktığım zamanlarda güzeldi bu şehir bide şimdi senin yokluğunda sevdiğim gelişinle anlam kazanacak şu zamanlarımda.

Sevmeyi ve sabırla beklemeyi kitaplardan şiirlerden öğrendim ben şimdi tüm okuduğum şiirleri kitapları tekrar okuyorum ve içimde sabır tohumları büyütüyorum geldiğinde eksik bir şey kalmasın diye senin yerine beğendiğin filmlerin müziklerin arşivini ben yapıyorum.Geldiğinde kış olacak buralarda ama içimde hep sana açık kalacak çiçeklerin yarattığı baharla kucaklayacağım seni.Nazım üstat diyor ya bir şiirinde "çocuklar inanın inan ın çocuklar güzel günler göreceğiz güneşli günler motorları maviliklere süreceğiz güzel günler göreceğiz güneşli günler" Bende inanıyorum işte o güzel günlere belki motorları maviliklere süremeyeceğiz ama gri bir semtin sokaklarını maviye çevireceğiz ve o günlere çok az kaldı.Hiç üzülme yeni yılda yanında olamayacağım diye sen bana hayatımın en güzel yeni yılını yaşattın ben o gün söz verdim kendi kendime bekleyeceğim diye.Bekledim ve gün geldi az kaldı...

Hiç yorum yok: