30 Haziran 2008 Pazartesi

BAŞIBOZUK

Onlar hakkında söylenicek çok söz var aslında ama nerden başlamalı bilemiyorum Şu anda blogumda dinlemekte olduğunuz melodi ve onu söyleyen grup başı bozuk .Kendileri bu günlerde benim can simidim olmuş vaziyette.Hani biraz irade sahibi olmasam kahvem burda nerde benim sigaram uleynnnnnn dedirticek bir grup.Her şarkısında bende izler var .Dün hiç bir şey düşünmedim üç temmuza söz verdiğim gibi sadece müzik dinledim dinledikçe dağıldım.Düşündümde bazen bırak dağınık kalsın demeli insan nasılsa zaman toparlıyor.

Hep derim ya bir gün yollara düşücem ve hiç gelmiycem sonsuza dek huzuru bulcam yollarda gittiğim yerlerde başı bozuk grubunun şarkılarında bir yerlere gitmeden huzur buluyor insan.Gerçi bir zamanlar blogumda çalan şarkıda kendini bulucaksın deseler gülerdim ama demekki oluyormuş.Bu adamların yaptığı müzik salgın gibi çünkü en yakın arkadaşımdan bana bulaştı bu müzik bugünlerdeyse can kurtaranım oldu.Uzun zamandır böyle bir grup bekliyordum dinlediğimde satır aralarında kendimi bulduğum dinlerken kendimi kaybettiğim.Daha albümleri yok ne yazık ki ama tam zamanında çıkıcak.Bildiğim kadarıyla tam bir sonbahar albümü geliyor.İnternetten dinlediğim kadarıyla tam bir yol albümüne imza attılar zaten.Ağustos'u dört gözle bekler oldum yollara baka baka başıbozuk dinleyip kendimi bulabilmek için.

Bugünlerde bana iyi gelen tek grup bsşıbozuk.Grubun vokalisti Tibet Çakar söylüyor ben elimde kahvem uzaklara dalıp gidiyorum.Hani bazı şarkılar vardır ya tiryakiyseniz sigarasız çekilmez başıbozukta öyle işte sigara içmiyorsanız kabuk bağlamamış yaralarınızın en büyük ilacı oluyor

29 Haziran 2008 Pazar

AŞK'A VEDA

"Çok istersin tam olucak dersin ama kendini kandırdığının farkına varırsın.Karşındaki insan en yakınındır çünkü lanet olsun der çeker gidersin"

Ne zaman farkına vardım bu durumun ve nasıl oldu daha bunları bile tam anlamadan aşık olmuştum ona onunda beni sevdiğinden emindim ne zaman ihtiyacım olsa yanımdaydı çünkü aramaz neden arasın derdim hep oysa en başından beri yanımdaydı.Zamanla sevdim işte sevmemle beraber söylememde bir oldu neden bir şeylere başlarken bir taraf hep güçlü olmak zorundadır ve neden güçlü olan taraf hep ben oluyorum bunu hiç bir zaman anlamam zaten ama emin olduğum bir şey var bu konuda korkarım bir şeyler başlarken de biterkende güçlü görünmesi gereken taraf hep ben olucam.Kendisi hiç bilmesede anneme isyan ederim bu noktada ah anne ah niye her koşulda güçlü kalabilmeyi öğretirsinki bize ve ben bi şeyler yaşama konusunda neden en çok sana benzerim.Böyle konularda herkes güçlü olmak ister oysa ben dağılmak istiyorum dağılıyorumda zaten ama içimden çevreye karşı daima güçlüymüşüm gibi durarak.

Güçlü olmak konusunda sitemimi bir kenara bırakırsak dünyanın en mutlu insanıydım ben o bekle diyordu ben de severek bekliyordum nasılsa gelicek ve güzel şeyler olucak umuduyla.Unuttuğum bir geçrek vardı ama ben onu kahramanım olarak görüyordum oysa beni en çok sevdiği arkadaşı.Sorunda buydu işte o kahramandı bense sıradan bir insan.Bir gün uçurum kenarından kurtardı beni her zaman ki gibi.O gün sana gelince bolca teşekkür etcem deyişim ve onun şimdi et deyişi benimse elimde sadece kelimelerimin oluşu ve söz konusu kahramanım olunca tıkanışı.Zar zor yarım yamalak bişeyler karalamıştım ertesi gün telefon mailini aldım bu kadar mıydı yani teşekkürün.İşte o anda kafama dank eden gerçek.İki gündür bu gerçekle yaşadım ben beynimde hep onun beni en yakın arkadaşı olarak sevdiği ve olmuycağı gerçeği vardı ve bunun kanıtıydı işte o sözler.Öyle ya o daha iyilerine layıktı.Bu gerçeği kavradım ve düşündüm sürekli öyle ya o askerdeydi e kaybetmekte istemiyordum nasıl anlatmalıydı dün gece dilim döndüğümce durumu anlatan bir mail attım artık okuyunca ne yapar bilmiyorum.Bildiğim tek şey var mutlu olabilme ihtimalim en yüksek insanı kaybettim.Pişmanmıyım hayır en baştan beri süre gelen bir hatadan döndüm çünkü.
Bitişler hep böyledir işte tek taraf hiç bir zaman ne olduğunu anlamaz günya güçlü olan taraf gider.İlerde kalan taraf giden tarafla hala görüşüyorsa kaçıyorsun der.Giden taraf hafifçe tebessüm eder.Kaçmamıştır çünkü sadece olamıycağı gerçeğini görmüştür.

Her bitiş aynı mıdır acaba yoksa hayatını bir anda alt üst etme konusunda acayip bir potansiyeli olan benim hayatım mı böyle.Böylece bir ilişki ihtimali daha bitmiş gibi gözüküyor.Artık o insan sadece en yakınım benim.Ben se bir daha hiç bir zaman aşık olmuycam ne zaman doğru insan desem o beni en yakın arkadaşı olarak görüyor çünkü.Bense kırgınlıklarımı hep saklıyorum bu konuda .Sonunda hislerini söylediğim için özür dileyerek gidense ben oluyorum.Günya güçlüyüz ve bize bu yakşır ya.Ne demiştik bir taraf gider bir taraf kalır kalan taraf giden tarafı hiç bir zaman anlamaz ve ilerde hala görüşüyorlarsa kaçıyorsun diycektir.Oysaki giden taraf kaçmıyordur ya bir şeylerin olmuycağını görmüştür yada gerçekleri daha önceden gördüğü için daha fazla acı çekmek istemiyordur...

24 Haziran 2008 Salı

DENİZ ÇOÇUK'A







Tam üç yıl oldu senin deyiminle şarkılarınla aramızdan geçeli.Üç yıldır ne zaman ismini duysam bir kuş kanatlanıyor içimden senin mezarına doğru.Aradan bunca zaman geçti ama hala inanamıyorum gazetelerde okuduğumda inanmamıştım zaten şaka bu değil mi bir gün çıkıp gelicen ve sevenlerinin halini görüp ben sizlere şarkılarımda bunu mu öğrettim deyip kızıcan bizlere.Biliyorum olmuycak ama olsaydı fena olmazdı hani.Öyle çok ihtiyacı var ki Karadeniz’inin ve sevenlerinin sana.Anlıya cağın olmuyor be abi sensiz.Her gün duvardaki resimlerine bakarken ne öldüğüne inanabiliyorum nede eskisi gibi yazabiliyorum.Kelimelerimi seninle beraber gönderdim çünkü senden sonra bir daha yanıma uğramadılar tıpkı sende sonra değişen pek çok şey gibi.

Öldüğün günü hatırlıyorum da sevdiğim şehre gidecek dik ertesi günü ne kaderdir ki ölmeseydin ertesi günü sevdiklerin iyileşmen için yardım gecesi düzenliyecekti.Belki o gün şarkı söyleyemiyecektin ama aramızda olacaktın ya abi o bile yeterdi sevenlerine.Ama sen yapacağını yapıp erken çıktın o sahneye.İlk defa o gün küfür ettim kadere bu nasıl iştir diye.Biliyor musun bir daha hiç sevemedim İstanbul’u .Sensiz bıraktığın her şey gibi oda eksikti işte.Şimdi Karadeniz bile eski o sevdiğin Karadeniz değil.Başımızdaki büyüklerimiz yeminli bitiriyorlar Karadeniz’i.Çernobil oldu seni kaybettik hiçbir zaman akıllanmadılar şimdide Nükleer Santral yapıyorlar.Bilmiyorlar ki bu ülkenin bir Kazım daha kaybetmek gibi bir lüksü yok.Anlamıyorlar anlatmaya çalıştık olmaz dedik Nükleer Santrale gerek yok dedik dinlemediler Operasyon bahanesiyle milleti uyutup yine geçirdiler tasarıyı.Hep böyle değil miydi zaten değişen ne Çernobil de sene 1986 idi sonuçta seni kaybettik sene 2008 yakında santral kurulacak kim bilir kimleri kaybedicek bu ülke.

Bugün ölüm yıl dönümün bendeki burukluk bildiğin gibi hala kadere küfür savuruyorum şarkılarını dinlerken.Kelimelerimse hala eksik sen gittiğinden beri asla eskisi gibi olamadım.Ölümünün üçüncü senesin dede unutmadım ve çok özledim seni.Ne unutmamış olmam nede çok özlemiş olmam bunların hiç biri geri getirmiyor seni.Sen işte Ernesto yoldaşla Nazım Üstat’la mutlusundur ve bizleri izliyorsundur yıldızların çok olduğu bir yerde.Kusura bakma olur mu bugün duygularımı tam olarak dökemedim kağıda.Ne zaman kağıdı kalemi alıp yazmaya kalksam her cümlem bir çığlık oldu geldi yine senin şarkılarına uzandı.O yüzdendir ki bitişi yine senin şarkılarından bir dörtlük yaptı.Bana ise sadece gökyüzünde yıldızların çok olduğu yerlerde bizi izleyen sana selam çakmak kaldı.Buda bana söz konusu sen olunca hala ne kadar eksik hala ne kadar yarım olduğumu gösterdi.Şimdilik hoşça kal deniz çocuk gökyüzüne bolca selamlarımı birde şarkından bir demet yolluyorum.İyi bak kendine oralarda ölümün üçüncü yılında ruhun şad olsun.


“Denizde k'ararti var bu gelen k'ayik midur
Ben ozledum yarumi ağlasam ayip midur”




dipin not:Aslında Kazım abini ölümü yarın yani 25 haziran ama işlerim var ve ne yazıkki evde değilim o yüzden bugünden ekledim yazıyı.Yazının güzel olmama sebebiyse beceriksizliğimdir.Sürç-ü lisan ettiysek affola.

11 Haziran 2008 Çarşamba

AŞK VE YAŞAM

Efendimmm büyük kabusum Öss 'ye sayılı günler kala hayatım boyunca başıma gelicek en güzel şeyi yaşıyorum.Aşığım efendim ve seviyorum yalnız bu seferki çok farklı sevdiğim insan askerden dönünce mutluluk gözüküyor bana yani çevremdekilere göre öyle kime sorsam siz mutlu olursunuz diyor ben uçuyorum tabi.Bugünlerde bundan daha mutlu bişey olamaz çünkü.Zaten kendimi yarış atları gibin hissediyorum.Yarışın finishini pazar günü görücem.Gelelim büyük yarış öncesi tiyolara.Hazır keyfim yerimde bakalım neler çıkıcak.




HMS (Hayat Mahveden Sınav)'a hazırlanırken dikkat edilicek husus:

ASLA VE KATİYEN SEVDİĞİNİZ İNSANLA TARTIŞMAYIN

Biliyorum gerginsiniz ve bu ülkedeki erkeklerin bir kısmı kızları sinir etmek için yaratıldı ama buna rağmen sakin olun.Sonra suçlu siz oluyorsunuz.(Bu suçlama işine ailenizde dahil oluyor sanki siz evlatlıksınızda karşı taraf öz çocukları).Yaşadım gördüm gerçekten tartışmak yaramıyor.Bütün gün ruh gibi dolaşıyorsunuz.Hele birde buna sokaktan gelen inşaat sesleri ve parti arabalarının geçişlerinide ekledik mi siz en iyisi ders çalışmayı unutun.Hem bu sevdiğiniz insanla tartışma olayı muhtemelen en yakın arkadaşınız tarafından yasaklanıcaktır.Bakınız tartışmayı anlattıktan sonra ki diyalog

G.E.A.(günya en yakın arkadaş:Ya biliyorsunun önümüzde öss var boşa kendini hırpalama sterese soka üzme.Tartışcaksanızda Öss geçsin öyle tartışın

İçsesim:Tövbe tövbe sanki elimde ha oldu güzelim bi dahakine randevu veririm ilgili kişiye bizde o randevu tarihine göre tartışırız.

Evet değerli öğrenciler gördüğünüz üzere kimseye laf anlatamıyorusunuz.İyisi mi siz susun bişey dersede Öss 'den sonra görüşelim hayatım dersiniz.Böylece kavgadan da huzursuz ortamdan da kurtuldunuz işte.Hepinize en çok ta bana tabi sınavda başarılar bakın buraya ünlü medyum Garfi hoca tarafından okunmuş alem bırakıyorum.Sınava girenler birer tane alsın.Hepimizin sınavdan sonra Allah sonunu hayır etsin amenn.(Bunun olması için duaya mı çıksam acaba Öss den sonra sonumun hayır olucağından pek emin değilim de :=) )




4 Haziran 2008 Çarşamba

S.O.S.

İmdat diyorum blogcum resmen imdat Öss ye tam 11 gün kaldı bugün den itibaren son hız matematik çalışmaya başladım tabi biyolojide.İşin en kötüsü ne biliyormusun ne yaparsam yapiyim ne kadar hesaplarsam hesapliyim bi türlü rahat nefes alıpta oh be iyi diuyemiyorum.Daha önceden böyle stres değildim ben artık ne oluyorsa.Bir yandan alçı var tabi Öss günü yapcağını yapcağını ve maksimum bir saat sonra alçını vurmaya başlıycağını arada dışarı çıkıp bi saat içinde haşat olaraktan dönerken görebiliyorum.Hayır durum zaten iç açıcı değil bide bu çıktı başıma.Sözün kısası imdat diyorum blogcum.

Şu dönemi hayırlısıyla bir atlatsam devamı var bunun.Oda ailem ve istenen yeterli puan gelirse tercih savaşlarım.Ben diyorum Ankara dışına çıkıcam onlar diyor bizde geliyoruz derken kardeşim çatlak ses veriyor ben Ankara'da kalcam.Hadi buyrun cenaze namazına ne olcak bilmiyorum.İşin tuhafı müstakbel erkek arkadaşımda istemiyor gitmemi bir yere.Askerlik bitince konuşucağı şeyler varmış.Ben olursam konuşuruz diyorum üzülüyor.Ne yapcağımı bilmiyorum blogcum hele şu öss yi delirmeden atlatiyimde diyorum geri kalan kısmı kolay.Anlıycağın bu aralar pek iyi değilim.Tek bir isteğim var bunaldığım zamanlarda kötü olduğumda artık denize bakabilmek.En azından denizi olan şehirde yaşam sürmek ve üniyi okumak.Ama gel görki herkes karşı peşimden gelceğini söyleyen annem hariç tabi.

Bugünlerde geçicek dimi blogcum hele bi şu Öss geçsin bitsin bunlarda geçicek.Bakalım alçıyla öss ikilisi neler olcak ve neler görücem daha.Şimdilik bu kadar blogcum malum kendimizi alçıya göre ayarlıyoruz ve sevgili alçım bu kadarına izin veriyor.Hadi eyvallah