26 Kasım 2008 Çarşamba

KARA KUTU GRUBU VE BİR İŞE YARAMAZ ŞARKILAR

"Bugün benim için özel bir gün hayatımın her anına değer katan insanın kahramanımım doğum günü doğum günü yazısı yazmam gerekiyor değil mi denedim inanın denedim ortaya çıkan şey deli saçması cümlelerdi bugüne dair söylenecek ne varsa benden önce söylenmiş ve şarkı yapılmıştı çünkü Turgut Berkes ve grubu tarafından ben yine geç kalmıştım söylenecek sözler çoktan şarkı yapılmıştı..."

Turgut Berkes’i Kara kutu albümüyle tanıdım iki yıl kadar önceydi sanırım hayatı boyunca izlediği dizi sayısı toplasan 5 i geçmeyen bir adam o gün tabir-i caizse televizyona yapışmıştı.Sebep tek bir şarkıydı Turgut Berkes'in kara kutu albümündeki ışığın parçası o anda anlamıştım bir şeyler söylemek içinde yazmak içinde aslında çok geç kaldığımı adam bundan kim bilir kaç sene önce söylemek istediğim her şeyi söylemiş dahası şarkı yapmıştı .O şarkıyı ve albümü bulabilmek için ne kadar çaba sarf ettim şarkının yayınlandığı dizinin o bölümünü kim bilir kaç sefer seyrettim inan ben bile hatırlamıyorum şimdi.Albümü bulabilmek için sarf ettiğim çabayı ve o albüme ulaşacağım derken kaç kere delirmemek ve sinirlenmemek için keçileri saydığımı söylemiyorum bile onun ayrı hikayesi var çünkü yazmaya sayfalar yetmez.Sadece şunu söyleyeyim yaklaşık iki ay albümü aradım.

Albümü bulduğumda tek bir söz söyledim bunca senedir Yavuz Çetin'in intiharına üzülürken Turgut Berkes'i keşfetmekte çok geç kalmışım ya.Az değil nerdeyse o zamanlar 5 senelik albümdü dinlediğim albüm.Üstelik öyle tek dinlemede rafa kaldırılacak albüm değildi ömürlük albümdü .Bakınız ben iki senedir keyifle dinliyorum albümün her notasını her sözünü.Aradan bir süre zaman geçti ve Turgut Berkes kara kutu gurubunu kurdu yeni albüm parçalarını web sitelerinde yayınlamaya başladılar.Şarkılarının adlarını bir işe yaramaz şarkılar koydular bense yeni şarkılarını her dinlediğimde sövüyorum içimden ulan diyorum kendi kendime bu şarkılar bir işe yaramaz şarkılarsa senin yazdıkların ne kızım.

Yeni değil onların şarkılarını dinlediğim ilk günden beri bu soruyu soruyorum kendime.Etrafımdaki pek çok insan iyi yazıyorsun der bide ben sadece gülerim benim kelimelerim yok çünkü söyleyeceğim tüm sözler bundan kim bilir kaç yıl önce Turgut Berkes tarafından söylendi ve notalara döküldü adına zamanla bir işe yaramaz şarkılar dediler.Banaysa sadece dinlemesi kaldı hayatımın her anına değer katan insanın doğum gününde bile benim bir işe yaramaz kelimelerim değil onların şarkıları var çünkü.Onların kim bilir daha kaç özel günüme eşlik edecek şarkıları...

19 Kasım 2008 Çarşamba

KAPTAN MAĞARA ADAMI YORUMLUYOR



Efendim özel günler için mağarasından transfer ettiğim kaptan mağara adamıyla sohbetimize ve gündem yorumlarına devam ediyoruz.Mağarasından çıkardık birazda Türkçe öğrettik ve blogumuzun resmi yorumcusu yaptık hiç bir masraftan kaçınmayarak bitek elindeki sopasını bıraktıramadık bide kılık kıyafetini düzeltemedik tabi:)Neyse efendim onun söylemek istediği çok şey var buyurun kaptan mağara adamı yorumluyor bölümü başlıyor.

Ben:Günaydın bay kaptan mağara adamı
Kaptan Mağara adamı:Günaydın hanım efendi
Ben:Öncelikle vakti ayırıp bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederin
Kaptan Mağara adamı:Ben tercih etmedim ki mağaramda siz buldunuz ve sağ olun getirdiniz
B:Ne demek efendim görevimiz benim söyleyemediklerimi dile getirecek birine ihtiyacım vardı sizde bunu fazlasıyla yapıyorsunuz
MA:Eh elimden geldiğince
B:Dilerseniz hemen gündeme geçelim
MA:Olur tabi ki
B:Birinci ve en çok üzüldüğüm madde hep beraber dinliyoruz haberimizi

PKK'nın bebek katili elebaşısını Türkiye'nin 6. büyük siyasi lideri ilan ettiler !

Dünyaca ünlü İngiliz savunma dergisi Jane's Defence yayınladığı raporda, terör örgütü PKK'yı siyasal parti, teröristbaşı Öcalan'ı da Türkiye'nin siyasi liderlerinden biri olarak gösterdi.

İSMİ 6. SIRADA
Savunma dergisi Jane's Defence, 'Askeri ve Güvenlik Değerlendirmeleri' başlıklı raporunda ‘Türkiye'nin siyasi liderleri' başlığı altında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal, MHP lideri Devlet Bahçeli ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un ardından, listenin 6. sırasında bölücübaşı Öcalan'a da yer verdi.

MA: Bir dakika bu dinlediğimiz haber gerçek değil dimi olamaz böyle bir şey mağaramdan geldiğim için beni deniyorsunuz
B:Hayır sayın mağara adamı maalesef bu haber gerçek
MA:O zaman müsadeniz le ben vereceğim tepkinin en hafifini vermeye çalışarak OooHaaa diyerek söze başlamak istiyorum
B:Buyurun müsade sizin
MA:Ve soruyorum bu haberi yayınlayan ve kendini bilmez masum çocukların katili bir insanı Türkiye de siyasetçi kimliğiyle ele alan şahsiyetlerin anneleri güzel miymiş
B:Bilemiyoruz efendim bende sinir ve utanç içersindeyim
MA:Yok hayır bence bu sizlerin değil Abdullah Öcalan'ı siyasi lider kimliğine sokanların utancı olmalı
B:Haklısınız tabi inanın ben diyecek söz bulamıyorum
MA:Aslında ben buluyorum da okur kitlenizden bilgim yok yoksa ben başlardım burada küfürlerimi sıralamaya küfürlerim beni ilk bulduğunuz yer olan mağarama gelene kadar sürerdi.Aslında fena fikir değil ben bu teröristleri mağaramda ağarlıyım tabi Abdullah Öcalan ada şöyle güzel bol sopalı bir ziyafet çekiyim kendilerine
B:Sayın Mağara adamı sakin
MA:Özür dilerim efendim olamıyorum
B:Haklısınız tabi kinci haberimizi dinleyelim isterseniz hem sakinleşirsiniz
MA:Olur tabi

Dövme yaptırana genelev bedava

Almanya’nın Köln kentinde bulunan genelev, adını koluna yazdıran kişiden 5 euroluk (yaklaşık 10 YTL) giriş ücreti almayacak.

Ayrıca, genelevde sunulan 30 euroluk (yaklaşık 64 YTL) kucak dansı ve içkiler bedava olacak. Kampanyaya şimdiye kadar 40 erkek katılırken, genelev dövmecisi talebi karşılamak için fazla mesai yapıyor.

MA:Tövbe tövbe
B:Bizim ülkemizde olacağını düşünebiliyor musunuz bunun
MA:Onu düşünüp tövbe tövbe dedim zaten
B:Düşünceleriniz
MA:Valla ben bir karar aldım dini bütün biriyim ama Almanya'ya gidiyorum bu fırsatı kaçıramam artık yorum içinde telefonda konuşuruz siz çaldırın ben ararım
B:Ama sayın mağara adamı
MA:Bakınız mağara adamı diye kendiniz dediniz yani bende bir erkeğim en doğal hakkım
B:Anlıyorum tabi eh madem Almanya’ya gidiyorsunuz programı kapatalım sizi fazla tutmadan
MA:İyi olur
B:Sayın kaptan mağara adamı değerli yorumlarınız için teşekkür ederim
MA:Bir şey değil görüşürüz
B:Sayın mağara adamı gitti bitişte bana kaldı söylemeden edemeyeceğim bu yazılanlar haber sitelerinden alınan haberler eşliğinde bir kurgudur tamamen gülümseyebilmeniz için kurgulanmıştır yoksa tabi ki özellikle Abdullah Öcalan 'ı Türkiye de ki siyasetçilerin 6.sırasında olduğunu öğrenince sinirlerim yerinden oynamıştır ama onu 6.seçen dergiyi kınamaktan başka bir şeyde elimden gelmemektedir burada yeterince kınadık bu konu hakkında söylenecek çok şey var sayın Kaptan Mağara Adamı'nın dediği gibi buradan bir başlarız küfürlere kendisinin mağarasına kadar küfrede küfre de hatta oda yetmez Türkiye’den başlanır küfrede küfre de o derginin basıldığı yere kadar gidip eylem yapılır kapıda ama gelin görün ki başımızda büyüklerimiz varken bize düşmez.Sözün özü Kaptan'ı Almanya'ya giderken bende bu bölümü noktalıyorum kendinize iyi davranın esen kalın.Söz Moğollar grubunda artık hep beraber söylüyoruz bir şey yapmalı hey bir şey yapmalı

16 Kasım 2008 Pazar

HAFTANIN BAŞINDAN NOTLAR

*Mustafa filmine gittim hafta sonu insanların her zaman ki gibi ön yargıyla yaklaştıklarına şahit oldum film de.Benim gördüğüm Mustafa hayatını savaşlara ve devrimlerine adamış bildiğini okuyan ne yaptığını bilen bir adamdı.Ha içkisi sigarası yok muydu elbette vardı ama abartmıyorum koskoca filmin tek sahnesinde gördüm içkiyi elinde.Hatta filmin ikinci yarısına girerken arkamda oturanlara deli cesaretimi toplayıp sordum film sansürlenmiş olabilir mi diye?İlk yarısında karşımda gördüğüm Mustafa hayatını savaşlara adamış bir adamdı çünkü.Diyorlar ki kadınlara çok düşkündü özellikle bir bayanla mektuplaşmalarına çok yer verilmiş.Tamam bunu kabul ederim çok yer verilmiş ama kesinlikle değildi çünkü mektuplarında savaşını ve bulunduğu durumu anlatıyordu Atatürk.Gelelim diktatörlük konusuna arkadaşları Atatürk'e neden düşman oldu ve muhalefet yaptı devrimlerini uygularken kendi başına hareket edip kendi kararlarını uyguladığı için.Peki sorarım size o zaman ne anlamı kalırdı onca devrimin Atatürk'ün her attığı adımı arkadaşlarına danışması mı gerekiyordu bu mu bekleniyordu acaba ondan unuttuğumuz bir şey yoktu o bir insandı ve kurtuluş savaşını kendi aldığı kararlar sayesinde kazandı.Hadi Atatürk kimsenin fikrini almıyordu diyelim bunun sonucu onun ölümü mü olması gerekiyordu ki arkadaşları suikast düzenleyenlerle iş birliği yapıp onu öldürmek istedi.Peki Atatürk ne yaptı sonra zamanla onları affetti hiç birinin idam edilmesine gönlü razı olmadı dava arkadaşlarıydı çünkü hepside.Tüm bunların ışığında bakarsak evet kabul ediyorum Atatürk bazılarının dediği gibi diktatördü hatta kimilerinin dediği gibi dinsizdi ne büyük bir tezattır ki meclis açılışını perşembeden cuma ya aldıran açılışı Cuma namazından sonra kurbanlar kestirerek yaptıran bir adamdan söz ediyoruz dinsiz diye.Benim film de gördüğüm perdeye yansıyan Mustafa böyle bir Mustafa’ydı işte ha ama bu filmi gidin o Ampül kafalardan birine izlettirin aynen a Atatürk dinsizmiş sarhoşmuş diktatörmüş der çıkar bundan emin olabilirsiniz.Can Dündar'ı bu konuda tebrik etmek lazım her iki tarafında istediği tarafa çekebileceği bir filme imza atmış hem de bu devirde.

*Güne dair ikinci not biraz fazla geç keşfedilmiş bir not.Bülent Ortaçgil ve Teoman 'ın birlikte verdiği konser kayıtlarından bahsediyorum.Dün tesadüfen Bülent Ortaçgil'den İstasyon insanlarını dinlerken keşfettim albümü.Öyle bir hale getirmiş ki şarkıyı usta artık ne Teoman’dan nede Söz Müzik Teoman albümünde Harun Tekin yorumuyla dinleyebiliyorum o parçayı.Bülent Ortaçgil bambaşka bir yorum katmış şarkıya.Konser kayıtlarına ulaşınca keşfettim ki Teoman içinde aynı şey söz konusu.Benimle oynar mısın Olmalı mı olmamalı mı şarkılarını ek çok yorumcudan daha iyi yorumlamış.Konser kayıtlarını albüm olarak dinliyorum da içim gidiyor keşke birde o konserin dvd sini çıkarmayı akıl etselermiş.Sadece dinlerken bile o konserin ne kadar zevkli geçtiği ortada.


Hafta başı notları bu kadar ben bu konular ışığında başlıyorum haftaya.En sevdiğim ve yapmaktan zevk aldığım iki şey film ve müzik ikisi olmadan benim hayatımın bir parçası eksik demektir.Hepinize sevdiğiniz şeylere dair notlar tutabileceğiniz bir hafta diliyorum iyi haftalar.

12 Kasım 2008 Çarşamba

HAYATA DAİR İÇSEL KONUŞMALAR

İçses:Ben geldim
Ben:Hoş geldin
İçses:Hoş bulduk bugünlerde izliyorum da seni uzaktan dalıp gidiyorsun bir garipsin kesin dedim yine bana ihtiyacı var bir uğruyim dedim
B:İyi ettin
i:E anlat bakalım ne oluyoruz
B:Bir şey olduğu yok sadece büyüyorum ve hayatı öğrenmeye başlıyorum
İ:Bir şey anladıysam hayallerindeki adam Bradd Pitt oluyim
B:Benim hayalimdeki insan Bradd Pitt değil biliyorsun
İ:Biliyorum biliyorum dalgınsın ya deniyim dedim ama yemedin tamam Mehmet Günsür yada Nejat İşler olayım:)
B:İstemez büyüyoruz dedik ya
İ:Ay sen gerçekten büyüyorsun galiba yada beni deniyorsun söyle bakalım kapı çalsa kapıda Mehmet Günsür yada Nejat işler yada buldum Kurban'ın solisti Deniz'i görsen ne yapardın
B:Direk kapıyı kapatırdım
İ:Yok yok sen iyi değilsin yada beni sınıyorsun
B:Hiç işim yok seni sınayacağım hem niye sırlarımızı herkese anlatıyorsun ki
İ:Kurgu senin ben sadece seni denedim
B:Tamam tamam
İ:Neyin olduğunu anlatacak mısın
B:Bizimki iyice delirdi.
İ:Nasıl yani?
B:Daha evvel arkadaşız derdik ya birbirimize şimdi her gün evlenme teklifi alıyorum.
İ:Yok artık.
B:Var artık .
İ:İyide neden bu karar.
B:Bilmiyorum ki ona askerdesin o psikolojiyle mi teklif ettin dediğimde hayır diyor
İ:Sen ne düşünüyorsun.
B:Bir şey düşünemiyorum ki kafam karışık bu karışıklığın nedeni o değil kesinlikle
İ:Ya ne peki?
B: Annem İzmir de belli ki vazgeçirme işini ablama devretmiş dün bir saat nutuk dinledim.
İ:E iyide bu normal değil mi ailen onlar?
B:Evet ailem ama daha ben bile düşünüyorken kararımı geldiğinde söyleyecek ken
İ:Eee
B:Biraz erken başlamadılar mı
İ:Bak sen kendi ağzınla dedin kararsızım diye onlarda yol yakınken vazgeçirmeye çalışıyorlar işte.
B:Unuttukları bir şey var ama.
İ:Nedir?
B:Onlar böyle konuştukça vazgeçeceğim varsa da vazgeçmem tanırsın beni onların beni etkilemesi değil kendim karar vermem gerek
İ:Anlıyorum seni peki ne yapacaksın düğününü görebileceğiz mi?
B:Bilmem geldiğinde konuşacağım bu konuları ve kararımı o zaman öğrenecek sonrası malum zaten hazırlık şu bu.
İ:Anlaşılan sen kararı vermişsin peki yemek meselesi?
B:Evde artık salata makarna yapmaya başladım.
İ:İyi bari evet demeye hazırlanıyorum diyorsun?
B:Öyle galiba neyse bu konu uzar özetle büyüyorum işte.
İ:Ben yine de şansımı deniyim kapı çalsa en sevdiğin aktör kapıda sana evlenme teklifi etse ne dersin?
B:Evlenme teklifi edemez.
İ:Nedenmiş o?
B:O kadar vakti olmaz direk kapıyı kapatırım.
İ:Sen ciddi büyüyorsun peki kapı çalsa kapıdaki senin ki olsa?
B:İçeri alırdım sonrası bize kalsın.
İ:Sen hakikaten büyümüşsün ya ne diyeyim hayırlısı olsun.
B:Teşekkür ederim.
İ:Ben kaçıyorum mayami adalarında bekliyor da karar verirsen bir çağrı at ben hemen gelirim.
B:Görüşürüz iyi tatiller.

10 Kasım 2008 Pazartesi

HAYATA DAİR ÖNEMLİ ADIMLAR

Hafta sonun dan beri bir şaşkınlık var üzerimde içimden seviyorum ulan seviyorum diye bağırmak geliyor ama kendimi tutuyorum dur kızım diyorum şunun şurasında bir ayı kaldı dur geldiğinde yüzüne karşı nasılsa söyleyeceksin.Bir yandan da düşünüyorum da böyle bir insan nasıl sevilmez ki yada bir insanın başından daha kaç kere şimdiki yaşadığım kadar güzel bir hikaye geçer ki.


En iyisi baştan anlatayım hafta sonu evde sevdiğim insanla artık klasiğimiz haline günlerden birini yaşıyoruz uzakta olan her insanın yaptığı gibi telefonlara yapışık bir şekilde mesajlaşıyoruz buraya kadar her şey normaldi derken her ne olduysa ailemle tanıştıracağım seni evleneceğiz demeye başladı.Hah dedim durduk yere delirdi hemen olmayacağını anlatmaya başladım.Yalnız buraya dikkat aynı şahıs karşısındaki insana belli etmese de pür neşe ve heyecanla annesini arayıp durumu özetliyor.Neyse bir yandan da alttan alıyorum tabi olmaz öyle şey deli misin demeyeceğim deli olduğunu zaten biliyorum diyorum bizimki teklif üstüne teklif ediyor evlen benimle.Sonunda baktım olacak gibi değil tamam dedim geldiğinde konuşuruz.Bakmayın siz geldiğinde konuşuruz deyip kestirip attığıma emin olun şu anda dünyanın en mutlu insanıyım.Bu iki sene tanışma ve arkadaş olma iki senede birbirimizi sevdiğimizi anlayıp ayrı şehirlerde kavuşma gününü beklemenin sonucunda alınmış bir karar.Kendi deyimimle bir delinin aklına uyduk evet dedik hadi hayırlısı.(Sanki evet demekten başka çarem vardı da ya ölürüm ya benimle evlenirsin diyen bir insana daha ne kadar hayır diyebilirsiniz ki)



Size bir şey itiraf edeyim mi bir şeyi çok isteyince sonunda olduğunu görmenin keyfi her şeye bedelmiş.Evde bile mutluluk saçarak dolaşıyorum ve evdeki her işe ben koşturuyorum ablamda almış dizginleri eline veriyor gazı hadi bakalım ev temizlenecek bak evlenmeyi düşünüyorsun.İşin en tatlı ve en kabus kısmı da bu galiba.Aman canım malikane değil ya bizim ev yaparız hallederiz nede olsa hayata dair en önemli kararlardan birini aldım ve her gün onlarca defa seni seviyorum cümlesini duyuyorum onun verdiği gaz bana yeter.Düşünüyorum da ben bu dünyada gerçekten sevgiyi bulmuş şanslı insanlardanım galiba çünkü hayatımı beraber geçirmek istediğim tek insanı buldum.Şimdi geriye dönüp bakıyorum da tüm yaşananlar acı tatlı günler tartışmalar eşliğinde alınan kararlar şimdilik bekleyip tadını çıkarmak kalıyor bana bizimki geldiğinde ne olur olaylar ne hızda gelişir bilemem ama emin olduğum bir şey var tabi seviyorsanız ve doğru insanı bulduysanız hayat çok güzel(Cedric çizgi filminin kendi durumuma uyarlamasıdır )

ATATÜRK'ÜN ANISINA SAYGIYLA

Tükenir elbet gökte yıldız, denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez

Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün geçecektim elbet
İki Mustafa Kemal var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez

Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez

Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona herşeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın Kasım'larda Fatih'ler Kanunî'ler ölmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez


Halim YAGCIOGLU

Yazar notu:Çocuktuk o zamanlar her 10 kasımda bu şiiri okurlardı okullardaki törenlerimizde her seferinde anıtkabir deydim elimden geldiğince bu sene gelemedim mezarına atam affet beni emanetin hala emanetimiz sen rahat uyu atam bizler başımızdaki satılmış hainlere rağmen emanetinin koruyucusu olmaya devam ediceğiz.

6 Kasım 2008 Perşembe

BİR İŞSİZİN GÜNCESİ

Kpss açıklandı bugün ve sanırım sonucunu öğrenme lüksüne sahip olan tek kişiyim.Ösym sitesinden sonuçlarına ulaşamayan milyonlarca insan ösym ye benim yerime küfrediyordur nasılsa.Sınav ne oldu derseniz 63 efendim baraj 70 ve benim aldığım engelli raporu kpss de geçerli olmadığı için normal statüde girdim ve baraja çok yaklaştım nasıl ama .Sisteme ayak uydurmayacağım diyen bir insanın zorla sisteme ayak uydurmuş versiyonu da böyle oluyor işte.Bir kez daha anlıyorum ki rahmetli Yavuz Çetin "Yaşamak İstemem Artık Aranızda" derken çok haklıydı.Merak etmeyin sonum onunla aynı olamayacak ne yazık ki çoğu zaman düşünsem de ben cesaret edemiyorum onun yaptığı gibi intihar etmeye.İnadına yaşamak benimkisi boş ve amaçsız yaşamak ve büyük günü beklemek.


Bugünden itibaren çevremdeki herkesi uzaklaştır asım var hayatımdan buna her şey den çok sevdiğim insanda dahil .Dün bir arkadaşımla konuşuyordum oda askerde hayırdır dedim bitti mi askerlik gözün aydın yok be ya dedi Nisan'da bitti izne çıktım şimdi.Bizimkinde rastlanmayan bir durumdu bu nedenini sorsanız cevabı da hazır askerlik çabuk gitsin diye izin kullanmıyorum ve aynı insan artık askerliğini yaptığı yerden çok sıkıldığından yaşadığı şehri çok özlediğinden bahsediyor ne tezat ama.Bizimki sevgi falan da değil düşünüyorum da yine kendimi kandırıyorum o benim onu her zaman bekleyeceğimden ve kendi istediği an bana ulaştığında onu iyi sözcüklerle karşılayacağımdan adı gibi emin.Bense sadece seviyor diye kendimi kandırıyorum.Neyse şimdi sevgi olaylarıyla uğraşacak değilim önümde daha ciddi bir sorun var ömür boyu işsizler ordusuna dahil olduğum gerçeğini kabullenmem gerekiyor.Zamanında özürlü raporu alabilmek için hastanelerde koştururken ne umutluydum ama iş bulmam kolaylaşacak diye sonradan yasa değişti raporun kpss de bir işe yaramadığını keşfettik yasa değişmiş ve aldığım rapor özel şirketlere başvururken geçerliymiş haydi yazın tekrar hastane yolları gözüktü o zamanlar bile umudum vardı güzel olacaktı her şey.Oysa şimdi düşünüyorum da her şey koca bir yalan ve kandırmaca dan ibaret her zamanki gibi.

Sonum giderek Yavuz Çetin 'e benziyor yalnız tek bir farkla o hayatının boktan gittiğini ve asla düzelmeyeceğini anladığında ölümü seçti bense sadece nefes alarak o günün gelmesini beklemeyi seçtim.Her şey düzelecek ve bugünler geçecek mi dediniz hadi canım sizde hiç bir şeyin düzeleceği yok her şeyin düzelebilmesi için insanların bu düzenin bir parçası olmaması gerekiyor oda imkansız istesek de istemesek de hepimiz düzenin parçası olmuşuz .Geçen günler ise her şeyin iyiye değil kötüye gitmesine yardımcı oluyor.

3 Kasım 2008 Pazartesi

OKUDUĞUM OKULUN BELKİDE HAYATIN ANLAMI

Hayat nedir sizce ve neden senelerce okuyup işsizler ordusuna dahil oluruz yoksa okuduğumuz onca sene boşa mı geçmiştir.Hiç düşündünüz mü bu soruların cevabını ben açık öğretimin halkla ilişkiler bölümü diplomasını aldığımdan beri yani nerdeyse bu yaz 3 sene olacak düşünüyorum bu sorunun cevabını sonunda kendimce buldum cevabını.Ben halkla ilişkiler bölümünü kusursuz organize yapa biliyim diye okumuşum.Nerden çıktı demeyin söz konusu bensem bu sonucu her yerden çıkarabilirsiniz en olmadık bir şeyden bile çıkarırım size bu sonucu.En iyisi baştan anlat iyim her şeyi o zaman daha iyi anlarsınız.Söyleyin bakalım diziler olmadan bir akşam nasıl zevkli hale getirilir

a)Dışarı çıkılır
b)Televizyon kapatılır kafa dinlenir
c)kitap okunur
d)Karşı komşuda ayartılır her şey ayarlanır ve film izlenir
e)Dizim olmadan asla televizyonu açmam lazım yoksa dizim kaçacak


Sizleri bilemem ama bence doğru şık d efendim.Malum dizlere karşı alerjim var benim sıkılıyorum onları izlerken tabir-i caizse afakanlar basıyor.Ne tuhaf ki film için aynı şeyi söylemek mümkün değil onun yeri bambaşka o boş gezenin boş kalfalığını yapan bendenizin ek işi gibi bir şey oldu çünkü ne kadar film izlerken o kadar mutlu hissediyorum kendimi.Bugünde annem evde yok hem de uzun süre yok 3 hafta kadar evde kabile halinde yaşıyoruz kabileden olan bir vatandaşta yok kaldım mı evde tek başıma ertesi güne kadar.Bu benim gibi arşivci için bayram demek efenim bayram.Hemen karşı komşuma tembihledim film benden içecekler senden.Hoş o çoktan unutmuştur ya bu dediğimi neyse ki zekiyim unutkanlığını bildiğimden içecekleri buzluğa attım bile arşivimden benim bile inanmadığım 6 filmi de hazırladım yarısını izledim ama olsun tekrar zevkle izlerim arşivimde olan her filmi eh evin dekoru da hazır sinema için .Ben tüm bunları ne zaman mı yaptım inanın her şey jet hızıyla gelişti diyorum ya ben bunca sene kusursuz organize yapa biliyim diye okumuşum efenim.Geriye tek bir şey kalıyor karşı komşumun eve gelip filmleri seçmesi.Düşünüyorum da kendini unutmak gibi bir durumu olamaz dimi.Zira bir keresinde filme gidiceğiz tam evden çıkacağız ben bu filmi izlemişim ama yine giderim iyi dedim başka filme gidelim yok bu filme gidelim filmden çıkmış ay canım beni bu filme getirdiğin için saol hayda dedim sen izlemedin mi sevgilimle izlediğim için izlerken uyumuşum demez mi pes dedim.Bakalım bugün neyle karşılaşacağız.Allahtan 6 film hazırladım ve mümkün atı yok 6 filmi birden izlese de hatırlayamaz:)Hem hepsini izlese ne olur daha asıl kozum evde duruyor ki dvd si yeni çıkmış bir filmi izlemiş olamaz herhalde o kadar hızlı olduğunu sanmıyorum

İşte böyle efendim bazen insana koşuşturmak iyi geliyor hiç değilse niye okuduğunu anlıyor insan bakın ben bugün koşuştururken buldum ben organize işlerini yapabilmek için okumuşum halkla ilişkiler bölümünü peki okuduklarımın bugün faydası oldu mu derseniz olmadı derim zira okuduklarımı unutmuşumda ah ezberci eğitim ah böyle işte efendim ne varsa günlük pratiklik bilgilerde var.Neyse daha evin dekorunu hazırlamam lazım efenim esen kalın.

Yazar notu:1-Markete gitmek ve eksikleri almak ne zamandır pratiklik oldu yahu
2-Dekorda dekor olsa altı üstü yer minderlerini yerleştireceğim salona

2 Kasım 2008 Pazar

PAZAR ÖYKÜLERİ

"Efendim bugün haftanın bana göre en özel günü hem haftanın son günü hem de bir çoğumuz için dinlence günü.Böyle bir günde memleketin halinden bahsedip can sıkmak olmaz .Onun için pazar günlerini hikaye günü yapmaya karar verdim.Artık bu blog ta her pazar bazen benim kurgulayacağım deli saçması öyküler bazen de beğendiğim yazıları paylaşacağım sizlerle.İlk öykümüzü bugün yayınlıyorum arkanıza yaslanın öykümüz başlıyor."

BUGÜN PAZAR

Gece geç yatmasına rağmen erken başlamıştı en sevdiği güne bugün pazardı çocukluğundan beri en sevdiği gün olan pazar.Hafifçe doğrulup kalktı ve evin içinde turlamaya başladı.Daha ev halkı uyuyordu zaten ne zaman ondan önce uyanmışlardı ki.Geçmişe döndü bir an eskiden kalktığında babası uyanmış olurdu.Birden babasını ne kadar özlediğini hissetti oysa küçükken ne çok tartışırlardı babasıyla.
Aynı evde yaşamaya devam ediyor olsalar yine tartışacaklarından adı gibi emindi o halde niyeydi bu özlem.

Fark etti ki o babasını değil fırına gönderilip sıcacık ekmek alıp geldiğinde çayın demlenmiş oluşunu ve tüm ailesinin masada kendisini bekliyor oluşunu özlüyordu.Artık istese de o günlere geri dönemeyişiydi onu üzen.Ah diye geçirdi içinden ne vardı doğup büyüdüğü mahalle den taşınmasalardı.Doğduğu mahalle den taşınalı 4 sene olmuştu.Beraber büyüdüğü arkadaşları geldi aklına .Onlarla da 4 yılda toplasan 4 yada 5 kere görüşmüşlerdi.Büyüdükçe onun olduğunu sandığı tüm şeyler elinden kayıp gidiyordu.Tutuna bileceği tek şey sevgisi kalmıştı.Onun olan çocukluğundan çıkıp gelen saf ve temiz bir sevgi.Peki sevgisi pazar günlerini yeniden anlamdır maya yetecek miydi?Bunları düşünürken dışarıda ki ağaçlara takıldı gözü.Ağaçlar birer birer yapraklarını döküyordu en sevdiği manzara ve küçüklüğünden kalma en sevdiği gün ikisi birleşmiş ve onu çok uzaklara götürmüştü.Hayata yeniden döndüğünde ev ahalisi kahvaltıya çağırıyordu onu her şey hazırdı ve kahvaltıya bekleniyordu.
Hiç bir şey fırından yeni çıkmış ekmek kokusunun yerini tutmasa da bugün pazardı ve çocukluğunun en sevdiği günü geri gelmişti.Yalnız babası yoktu bu sefer içinden olmasa da olur dedi.Fırından yeni çıkmış ekmek kokusu yerini kızarmış ekmek kokusuna bırakıyordu.Ona da olsun dedi ev halkı eskisi gibi onu bekliyordu ya.


Bugün pazardı çocukluğunun sevinçli günleri gibi pazar.Hafif buruk ta olsa geri dönmüştü işte en sevdiği gün.Arkasına sıkıca yaslandı artık her şey eskisi gibiydi ve o pazarı hiç unutmadı o günün getirdiği dinginliğiyse sıkı sıkı tuttu ve hiç bırakmadı artık pazarları eskisi gibiydi çocukluğunun ilk günleri gibi.